Zindandan Şehadete

İSMAİL OKUTAN
Zindandan Şehadete 

Yusuf yüreklilerin yürüyüşü kesintiye uğramaksızın devam ediyor. Mısır zindanları, bu sefer Yusuf'umuzu geri vermedi bize. Zaman değişse de Mısır hiç değişmedi. Hep firavunlar üretti ama aynı zamanda hep Yusufların, Musaların yurdu oldu.  İnsanlar değişti, biz değiştik, Musa'mızı, Yusuf’umuzu bile kaybettik. Ama Mısır hiç değişmedi. Sen hiç değişmedin, neden bu kadar zalimsin ey Mısır?

Firavunların değişmedi, zindanların değişmedi, zulümlerin değişmedi, sihirbazların değişmedi, ama olsun Yusufların da hiç eksik olmadı, Musaların da hiç asayı bırakmadı elinden. Seyyid Kutubların, Hasan el Bennaların hiç boş bırakmadılar sokaklarını. Zindanlarını medreseye çeviren mücahitlerin de hiç eksik olmadılar.  Ancak zindanların bu sefer Yusuf'u geri vermedi bize ey Mısır. Ama sen bekle bizi ey Mısır! Senin çağdaş firavunların varsa, bizim de Hamza yürekli, Yusuf yüzlü mücahitlerimiz, Mursilerimiz var. Sonunda kaybeden sen olacaksın. O gün Yusuf’un sayesinde cılız ineklerin, semiz ineklerini yiyemedi ama bu gün cılız ineklerin, semiz ineklerini yiyip bitirecektir. O zamana adım adım yaklaşıyorsun ey Mısır.

O zaman Yusuf'u bırakarak bu belayı atlatmış, kendin de kurtulmuştun kıtlığın elinden. Ama şimdi, kurtulman mümkün değil. Yusuf'u nasıl kurban ettiyseniz, kendiniz de aynı şekilde yok olup gidecek, azaba duçar olacaksınız. O semiz inekler gibi ne kadar güçlü gözükseniz de aslında o cılız inekler sisteminizi yiyip yok edecek, kurulu zalim düzeniniz çökecek altında kalacaksınız. O cılız ineklerin yedi semiz ineği yani Siyonizm’i ve işbirlikçilerini, taşeronlarını yiyeceği günlere şahit olacaktır yeryüzü. Unutma ki Ey firavun kılıklı adam Sisi senin sarayında da Musalar yetişmektedir.  Yine bir Musa elindeki asayı yere bırakacak, tüm sihirbazların sihirlerini, yani tüm işbirlikçilerin oyunlarını, hilelerini, tuzaklarını yutup yok edecektir. Yine bir Musa sistemini yıkacak ancak bir Yusuf zindandan çıkıp seni onarıp imar ve ıslah edecektir ey Mısır.  
 
Dünyanın geçici, yalan zevk ve sefasını aldatıcı hayatını bir kenara bırakıp Allah’a teslim olmuş bir mümine ancak izzetle yaşamak ve izzetle, şerefle ölmek yakışır. Müslümanlar için hayatın güzel olması gerektiği kadar ölümün de güzel olması önemlidir. Ölümü güzelleştiren şey şehadettir. Hayat, iman ve cihatla geçerse güzel olur. Esaret ancak inanmamış işbirlikçilere, teslimiyetçi ruha sahip köle karakterli taşeronlara yakışır. Muhakkak ki işbirlikçi ve teslimiyetçilere yakışan sefalet ve zillettir. Sonunda ise Allah’ın gazabı onları bulacaktır. Yaşasın şanlı ve güzel direniş. Sen bize ölümü güzelleştiren süsümüzsün ey şehadet. Ümmetin namusu, Allah’ın davası uğruna canını veren izzetli ve şerefli yiğitler hiçbir zaman eksilmeyecektir yeryüzünde. Şehitler önce kalplere sonra toprağa gömülür. Biz biliriz ki şehitlerin ardından ağlanmaz. Ancak şehitlerin yolundan gidilir. Biz de ağlamadık senin ardından ey şehidimiz.
 
Hayatı iman ve cihatla geçen Müslümanı zindan hapsedemez. Oradan sonsuzluğa, kapı aralanır. Zindan Yusuf yüreklileri hapsedemez, ancak şehadete ulaştırır. Hicretin kutlu olsun ey şehidim. İzzet ve şeref şehitlere, zillet zalimlere ve taşeronlarına aittir. Davası uğruna mücadele eden, can veren yiğitlere selam olsun.  Zalimler için yaşasın Cehennem.
 
Düşmanlarım bana ne yapabilir ki, 
Ben cennetimi yüreğimde taşıyorum. 
Hapsedilmem halvet, 
Sürgün edilmem seyahat, 
Öldürülmem şehadettir.
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir