Dolu Dolu
Hece Taşları
Dergisinin
57. Sayısı Çıktı
Tayyib Atmaca’nın Genel Yayın Yönetmenliğindeki yine hece şiirleriyle dolu dolu olan Hece Taşları dergisinin 57. sayısı çıktı.
Bu sayıda şiirleriyle, yazılarıyla yer alan isimler:
Mehmet Durmaz, Yasin Mortaş, Erdal Noyan, Bünyamin Durali, A. Ali Kalkan, Ali Rıza Kaşıkçı, Günel Eyvazlı, Halit Yıldırım, Hızır İrfan Önder, Birkan Akyüz, M. Nihat Malkoç, Ədalət Duman, Murat Serdar Çakıroğlu, Tayyib Atmaca, İbrahim İlyaslı, Telman Ümman Tircanlı.
“Hece Taşları” dergisinin 57. sayısında yer alan Tayyib Atmaca’nın “Kurtulmuş Ümmet!” yazısını ve Mehmet Durmaz’ın “Döngü” şiirini tadımlık olarak alıntıladık, aşağıda okuyabilirsiniz.
TAYYİB ATMACA
Kurtulmuş Ümmet!
Biz artık kurtulmuş bir ümmet olduk! her naneden biraz yiyebiliriz, sözümüzü saklamaya gerek yok, ağzımızda kelimeler yetirdik, ulu orta her şey diyebiliriz, tesettür mesettür eskide kaldı, keyfimize göre giyebiliriz, suçumuzu saklar annelerimiz, sigaranın âlâsını içeriz, arkadaşı bir haftalık seçeriz, ara sıra takılırız kafeye, bazı günler kendimizden geçeriz, özgürlüğün kollarında dolaşır, oyunda okeye dördüncü olur, denize gireriz haşemamızla.
Biz artık kurtulmuş bir ümmet olduk! başka şehirlere iş gezisinde, kafa dinleyecek bir artı bir ev, alacak imkâna sahibiz şükür, başkasının namusuna bakmayız, kaçamak yaparız haftada bir gün, ne yaparsak helalinden yaparız, gerekirse senede bir umreye, gider günahları döker döneriz, cumaları camilerde sebiller, ramazanda gıda paketleriyle, hayır hasenatta yarış ederiz, bir fakirin sofrasına varmayız, içimizden israil’e söveriz, vazgeçmeyiz israil’in malından.
Biz artık kurtulmuş bir ümmet olduk! ha başımız açık ha da kapalı, ha namaz kılmışız ha kalmamışız, cahiliye devri artık kapandı, yüzümüzde peçeleri kaldırdık, korkmuyoruz artık hiç bir erkekten, en güzel kokular nerde satılır, nerede ne zaman nasıl sürülür, kendimize bakmasını biliriz, havasına göre otomobiller, elbiseye göre ayakkabılar, biz de ünlü markalardan giyeriz, sabah kahvaltıya van’a gideriz, akşama sahilde bir tavernada, dostlarla birlikte stres atarız.
Biz artık kurtulmuş bir ümmet olduk! nefsimize artık zulmetmiyoruz, ne çileler çektik bu günler için, canı cehenneme akılsızların, cebimiz doldukça eksildi şükür, okuyup yazdıkça dağıldı fikir, zikirmatiklerle çekilir zikir, dünyanın rengine aldandı zakir, din alınan din satılan pazarda, herkes bir şeyh buldu uçurdu durdu, suriye, filistin, ırak, yemen’de, keşmir’de açe’de ve türkistan’da, olanı biteni Allah görüyor, bizim elimizden bir şey gelmiyor!
MEHMET DURMAZ
Döngü
Vaktin çemberini çevirir ömür
Yüzler, renkler solar gelir sonbahar
Rüzgârın sırtına binmiştir hüzün
Güz güz gezer, göz göz ağlar dalgalar
Kuşlar kuşanmıştır hıncını güzün
Küskündür meyveyle yüklü yaz dalı
-Kırılmıştır
Yazın bittiğine inanmaz kuşlar
Yine de yineler kuşku kendini
Kemirir telleri, kalbin kurtları
Kanatlara korku bindikçe biner
İsteksiz, istemsiz başlar yolculuk
Kanadı kanarken varır farkına
-Vurulmuştur
Yollar uzar, yollar tozar yolcular
Zambaklara bakıp koklar toprağı
Boş başaktan harman olsa ne çıkar
Yanaklarda şimşek şimşek öfkeler
Gecikir yağması yağmurun bazen
Ve kalbin toprağı orta yerinden
-Yarılmıştır
Yokluk yadigârdır her bir yolcuya
Toplayıp giderler yaz düşlerini
Geçmişi doldurup ak bohçalara
Narsis’in suyundan içip son defa
Şairler sesleri kör kuyulardan
Çıkarmak isterken sükûta varır
-Yorulmuştur