Hece Taşları Dergisinin 59. Sayısı

Hece Şiirleriyle
Dolu Dolu
 
Hece Taşları
Dergisinin
59. Sayısı Çıktı
 
Tayyib Atmaca’nın Genel Yayın Yönetmenliğindeki yine hece şiirleriyle dolu dolu olan Hece Taşları dergisinin 59. sayısı çıktı.
 
Bu sayıda şiirleriyle, yazılarıyla yer alan isimler:
 
Cemal Kurnaz, Prof. Dr. Fatih Okumuş, Ekrem Kaftan, Ahmet Kâfî, Ahmet Alan, Seyfettin Karamızrak, Lütfi Kılıç, İbrahim Eryiğit. Besti Berdeli, Mehmet Şirin Aydemir, Mustafa Özçelik, Yunus Kara, Gökhan Kaya, Mustafa Ayvalı, Tayyib Atmaca, Tacettin Şimşek. Erdal Noyan, Erhan Çamurcu, Yılmaz Yetiş, Ahmet Kurnaz, Ahmet Arslan, Ali Rıza Kaşıkçı, Metin Özarslan.
 
Hece Taşları dergisinin 59. sayısında yer alan Tayyib Atmaca’nın “Sen Gittin Gideli Değişti Dünya” yazısını ve Ekrem Kaftan’ın “O Bilinmez Andayım” şiirini tadımlık olarak alıntıladık, aşağıda okuyabilirsiniz.
 
TAYYİB ATMACA
Sen Gittin Gideli Değişti Dünya
 
Sen gittin gideli değişti dünya, yalnız üstümüzde gök mavi hâlâ, yeryüzü bildiğin yeryüzü değil, adaletin terazisi bozuldu, ölçüler tartılar ayarsızlaştı, haksızlar hakkına çöktü haklının, bütün sınavlarda kaldı insanlık, her gün bir ülkede çığlık yükseldi, amerika önce bol nutuk attı, arkasından demokrasi götürdü, kalpleri taş yaptı insanı maymun, herkesi nefsine tutsak eyledi, olana biteni filme aktarıp, ya da bir dizinin devamı gibi, izletip duruyor yıllardan beri.
 
Sen gittin gideli değişti dünya, merhamet ayaklar altında kaldı, önce afrikayı talan ettiler, dünya barbarlığa fransız kaldı, küfür kulağına kurşun döktürdü, asumanda yankılandı çığlıklar, şirazesi kopmuş bir kitap gibi, milletlerin umutları savruldu, efendimiz oldu dünkü köleler, yahudiler altınları topladı, kâğıtları karıp oyun oynarlar, cebinde gezdirir herkes putunu, birleşmiş milletler bir sirke döndü, beş aslanın otuz kırk tilkisi var, esamisi okunmuyor kurtların.
 
Sen gittin gideli değişti dünya, bozuldu insanın ili töresi, kibir tavan yaptı erdemler taban, çiğnendi insanlık onuru her gün, gök kubbeyi deldi geçti ağıtlar, anasız babasız kaldı çocuklar, haritalar cetvellerle çizildi, araya örüldü yüksek duvarlar, artık çin seddine turist çekiyor, toplama kapında bir milyon soydaş, gök bayrağın rengi uçtu uçacak, her ülkenin ayrı bir firavunu, irili ufaklı karûnu oldu, akla ziyan silahları üretip, kıyamete zorluyorlar tanrıyı.
 
Sen gittin gideli değişti dünya, her gün yükün biraz daha çoğalır, çünkü sensin insanlığın hadimi, gören göz işiten kulak sendedir, sen ki devsin yükü ağırdır devin, gün doğmuş gün batmış ne önemi var, yine güneş kız oğlan kız doğacak, yeryüzünde zulmün aç bıraktığı, milyarlarca insan bir beyaz haber, duymak için avuçları göklerde, niyaz makamına geceler boyu, dua kuşlarını uçurur durur, dilinde gönlünde yavuklu gibi, al sancağın gölgesini düşlüyor.
 
EKREM KAFTAN
O Bilinmez Andayım
 
Bezm-i elestten beri bitmeyen hicrândayım
Gönlündeki aşk ile sonsuz bir seyrandayım
 
Ateşim hiç eksilmez hasretin şiddetinden
Hep ateşten ibaret ufuksuz ummândayım
 
Lügatin acziyeti kalemime yüklenir
Derdimi anlatmayan şiire isyandayım
 
Âhımın alevini güneş toplar her gece
Nâ-ehle görünmeyen kesif bir dumandayım
 
Üç harf ve beş noktadır sinemdeki cümle dert
Halk içinde neş’eli yalnız hep giryândayım
 
Nedir bunca azâbın esrârı yâ İlâhî
Yâr yolu hiç düşmeyen ücrâ bir mekândayım
 
Çıkar mı bir ehl-i dil dilimi anlayacak
Der mi âşık gam çekme ben sendeki cândayım
 
İşitip bu hitâbı sürûr bulsa gönlüm âh
Desem şükür ebedî cân içre cânândayım
 
Kâfî hiç vazgeçmezsin kendini aramaktan
De ki belâ dediğim o bilinmez ândayım
 
Hece Taşları Dergisinin 59. Sayısı     

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir