ABDULBARİ KARABEYESER
Güçlü Nehirler
Güçlü akan bir nehir görünce duygulanır insan. Yüksek bir dağ, engin bir ova, bir şair, bir ozan, güzel bir kitap, yürek okşayan bir sima… Ömür sayfasında bunların hepsinden var, bunların hepsiyle mülaki olduk.
Murat nehrini bilirim mesela. Çocukluğumun izleğinde güzel hatıralar saklayan ırmak. Dört mevsim akardı. Taa uzaklardan gelir gene uzaklara giderdi. Bizim nehrimizdi, bizim ırmağımızdı, bizim hatıramızdı. Sonra Muş’a gittim, Tatvan’a gittim, Elazığ’a gittim. Onların da ırmağıydı Murat, onların da can yoldaşı! Sadece benim ya da bizim değilmiş onu gördüm, onu öğrendim.
Kıyısından, istasyondan bindiğimiz tren bizi alır dağların, ovaların, platoların arasından uçura uçura uzaklara götürürdü. Kocaman ağaç dalları görürdüm pencerelerinden. Koyun sürüleri, ağaçlar, taşlar ve boyuna akıp giden pastoral bir dünya! Kışın beyaz, yazın erguvan, baharda yeşil, Sonbahar’da sarımtırak bir dünya! Gözbebeklerimiz şiir dolardı, türkü çığırırdı ağaç dalları.
Keşkülümde annemin bazlamaları olurdu. Acıkınca kokusuyla doyduğum bazlamalar… Annemin ellerini yanı başımda, yakamda, saçlarımı düzeltirken yakalardım çoğu zaman. Annemin elleri dut kokardı, evimizin yamacında bulunan ve yazın son çeyreğinde olgunlaşan o sütbeyazı dutlar! İçimde türküler, şarkılar, masallar yankılanırdı. Göğe, maviliklere değerdi başım. Sonra bir ses, onu takip eden başka bir ses ve o seslere eklemlenerek akıp giden bir melodi: İçimin melodisi!
Dörtnala koşan atlar
Nasıl sürüklerse arabayı
Beni de öyle sürüklerdi
İçimdeki şu duygular!
Evet, dedim ya güçlü nehirler insanı duygulandırır. Sadece duygulandırır mı? Hayır! Aynı zamanda onarır, hayata, yarınlara hazırlar! Hayatınızda kaç büyük nehir gördünüz, kaç büyük nehir sığdırabildiniz hayatınıza? Bir, demediniz iki… Bu biraz aşk gibidir… Hani derler ya insan ömründe sadece bir kere âşık olur, diğer aşklar ise hep o ilk aşkın arayışlarından ibarettir. Öyle işte!
Bir kere böyle bir şansı yakaladım. O nehir gelip beni buldu. O nehirde yıkandım, o nehirde durulandım, o nehirde aşkı ve sevdayı kuşandım! O nehirde kendimi buldum. Hala o nehirdeyim, hala o nehrin kıyısındayım, hala o güçlü akıntının kollarındayım. Artık istesem de o nehirden, o denizleri kıskandıran akıntıdan kopamam. Ruhum, kalbim, direncim, sevgim, her şeyim o nehirden ibarettir. O yoksa ben bir hiçim, varım ama yokum!
Ah büyük ve güçlü nehirler! Yüksek dağlar, engin ovalar, şairler, ozanlar, türküler ve iç içe geçmiş sesler… İçimizin sesi! O sesi, o güçlü nehri arayın bulun ve o nehirde doyasıya yıkanın derim çünkü siz o nehirden ibaretsiniz!