Kral Kızı Kalesi’nde Bir Çığlıktı Zaman

YILMAZ EKİNCİ
Kral Kızı Kalesi’nde Bir Çığlıktı Zaman
 
Darius’in konakladığı bu Daraheni höyüğünde
Tam sekiz yıl, doksanaltı ay, ikibindokuzyüz gün bekledim
Bekledim uzaklarda atlılar beni alıp götürsün diye
Çığlığım kimseleri yardıma çağıracak kadar güçlü değildi
Defineciler, müteahhitler ve devletlüler arasında
Sesim tren rayları arasında kayboldu
Çığlığımı duyan sağır bir kadındı zaman.
 
Buğday tarlalarında seksek oynayarak geçti gençliğim
Herkesten daha korkusuz ve arsız olarak geçti adım tarihe
Suçu muğlak kalmış bir firari faildim şehirlerde
Göçmen kuşlar gibi sınırları aşarak gelirdim
Hayatın yarım yaşandığı bu topraklarda
Yüzüme vuran bir güneşti annem.
 
Kaçtım bir öğle arası okuldan
Gittim iki suyun birleştiği yerde durdum
Başımı kaldırdım zirvesine baktım kral kızın
Sıvası düşmüş nakıştan ibaretti yüzü
Gördüm geleceğimi eski bir yazıtta
Beklesem içim yanar/ beklemesem hükümsüz kalırdım
Yüzümü gören kör bir kadındı tarih.
 
Yaşadığım kar ve tipi idi
Gece uzardı Murat suyu buz tutardı
Gece içime çöken bir yalnızlıktan ibaretti hayat
Beni alıp uzak ufuklara götüren bir masaldı annem.
 
Sonra büyüdüm Kral Kızı Kalesi’nde
Buluttan yağmur sağdım
Toprak damlı evlerde göveren bir ömre şiirler yazdım
Anladım ömür ki gelecekten ve geçmişten ari
Sevgilim seni şimdiki zamana çağırıyorum
Güneşin söndüğü/suyun soğuduğu bu vadide
1971 depreminde çığlığımı duyan bir milattı annem.
 
Sevgilim, sesimi duy ve sarıl bana.
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir