İLKNUR İŞCAN KAYA
Başağın Öyküsü
Toprağa eğilen gün başağı
Kuru düşlerle büyütürken kendini
Karanlıklar karşıladı noksan hislerini
Sustu tozlu ayak sesleri…
Önüne serilen zor yollardan hangisi
Boğum boğum arzusuna çiçek açtırır ki
Güneşe taşınırken toy seslenişi
Onunla kavuşur gök çatısı altında
Işıl ışıl gülümseyen Şimal Yıldızı’na…
Gelince harman ortasına -cananıyla-
Avuç avuç sevgi taşınır yorgun hasıra
Hasret türküleri okunur oracıkta…
Boyun büken toy başak…
Kavrulur döner altın sarısına
Bükülür kapılır -yeni- hayat rüzgârına
Bir boyda biçilirken değer
Kopar feleğin tablasında an sayan yarınlarla
Dalar gözleri gidenlerden sonra…
Düşlediği ovada kaderle yoğrulur
Sapına konan kelebekle vedalaşır
İçtenlikle gülümser duru c’ismi
Kimsesizlik hisseden tarlalarda yağmurlarla
Başına değen çocuk ellerin hatıraları silinir
Korkularıyla…
Serinlediği -tek- ağaç gölgesinde anlaşılma beklerken
Toprak yollar karşılar yalnızlığa sürülen bulutlarla
El yakan tenine dokunamaz
Gün’eş sevgi ile doğar -bir kez daha-
Her yolunu gözleyene
Baş’ak düşlerden çıkar mutlulukla
Sevdalı şiirler okur kızıl okyanusta
Altın ovadan yeşil mevcudu yolcularken
Tırpanlanan / mutlu sedalar saçılır sarı ovaya…