İLKNUR İŞCAN KAYA
Güle Merhaba Avanos’ta
Kristal fanus doyar yalnızlığa kilden kale ardında
İğne acır haline baktırır baktırır
Pembelerini, beyazlarını giyinmiş Avanos’a
Bulunurken imkansızda
Defne yaprağı kokan sokaklarda gezinir
Mavi ışıklı bir gece karanlığı
Çemberinin etrafında
Gönül yol ararken hangi durakta
Varır sabaha?
Pervasızca dalar ummana
Anahtar, batık sularda
Sayılamaz uzaklıkta…
Bir kilit, bir anahtar
Sonlar ilklerin yanında
Yaşama konar göçerken yakalanmış kısa anda
Yerleri terse çevirse avucunda
Bayram olurken sular dolar başka kaba
Açık kapı, anahtar kırık
Batık geminin güvertesi
Doldurmuş pencere önlerini
Renk renk çiçekli baharla
Misk kokulu muhabbetler sirayet ederken çaya
Toz pembeler kulaç atar çamura taşa
Ezber bozan manzara
Sarı, yeşil sınırlı lejantta
Maviler karanlıkta
Gün dönerken güzideye
Kayısı çiçekleri döken huzura açılır perde…
Merhaba!
Titreyen kalbin ziyaretçisine…