Kendini İsraf Etmek


SELAHATTİN YILDIZ
Kendini İsraf Etmek
 
İnsan canlılar içinde hayal ettiğini gerçeğe dönüştürebilen bir varlıktır. Yeter ki hayalinin peşinde gerektiği gibi mücadele etsin. Bu yaratıcının insana kendi sıfatından verdiği bir özellik. İnsan dışında hiçbir varlık, düşündüğünü, hayal ettiğini yaşamının içine dahil edemez. Diğer canlılar sadece iç güdüleriyle hareket eder, doymak için saldırır; doyar, çiftleşip ürer hepsi bu kadardır. Ancak canlıların içinde sadece insan ağaç altında gölgelenmek yerine ondan masa sandalye ve birçok eşya üretmeyi düşünür. Sadece ağaç değil doğada bulunan her şey üzerinde düşünür ve onu kullanışlı hale getirir. Bunu yapması için düşünmesi ve hayal etmesi yeterli.
 
Hayal etmek ve onu gerçeğe dönüştürmek tanrısal bir güçtür. Bu güç insana yaratıcısı tarafından bahşedilmiş en müstesna meziyettir. Sadece eşya üzerinde değil düşündüğü ve farkettiği her şeyi hayatını kolaylaştırmak için kullanır. Toplum düzeni için yasalar yapar, sesleri notaya dönüştürüp müzik üretir, ses dalgalarından faydalanıp iletişimi geliştirir. Tarihsel olarak baktığımızda iletişim için alfabe üretir ve yazıyı keşfedip farklı bir konuşma, anlaşma metodu geliştirir.
 
Toplum içinde varolan her fert toplum için bir değer taşıması için yaratılmıştır. Ancak bunu fark edebilenler farkı ortaya koymuştur. Soren Kierkegaard’ın şu sözünü çok önemsiyorum “Tanrı beni yaratmakla ne murat etti” Her bir ferdin kendine sorması gereken önemli bir sorudur. Bu soruyu kendine sormayan ve cevabını bulmayan kişi insan olma erdemine ulaşamaz. Çünkü insan olmak kolay bir hadise değildir. Varlık nedenini bilmeyen ve kendi varlığının evrendeki yerini bulamayan kişi sadede kişi olarak kalır. Kişi yani milyonlarca kişinin içinde bir kişi. Hiçbir anlamı olmayan ve anlam arayışı ihtiyacı duymayan kişi.
 
İnsan, sabit durduğu yerden hafızasında bulunduğu her yeri hayal gücüyle temaşa edebilir. Bu ona bir gayret sarfetmeden anlık mutluluklar sağlar. Geçmişi bir film gibi anlık önüne serer ve çıkarımlar yapar. Geçmişin çıkarımlarını yapıp geleceğine yön verebilir. Bunu ancak kendi iç hesaplaşmasını yapan insanlar başarabilir. Çünkü insandaki hafıza diğer canlılardaki gibi sadece tanıma değil, çıkarımlar yapmasını da sağlar. Çıkarımlar yapmak dünü bugüne taşıyıp yarını şekillendirmeyi sağlar.
 
Bizi özel yapacak şey ise meziyetlerimizin farkına varıp onu hayatımızı zenginleştirmede kullandığımız zaman anlamlı olur. Kişi denemediği bir şey üzerinde ben bunu yapamam ön yargısıyla kendini sınırlar. Unutmayalım ki bizi ancak biz sınırlarız. Dış etkenler bizi ne kadar sınırlarsa sınırlasın hiçbir güç hayal etmemenizin ve düşünmemizin önüne geçemez. Hayatın içinde neleri yapacağımızı denemeden bilemeyiz.
 
Birçok insanın meziyetlerini öğrenmeden bu dünyadan çekip gittiğine inanıyorum. Yüz baremlik yetenek depomuzun sadece çeyreğini kullanarak yaşamaya devam etmek insanın kendini israf etmesidir. İnsan kendi düşünce ve hayal gücünü hayata geçirince hem kendi hayatına hem de başkalarının hayatına anlamlı dokunuş yapmış olur.
 
Ne demiş Yunus, “ilim ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır”.
 
Saygı ve hürmetle…
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir