Gramofon Yutmuş Çocuklar

SELAHATTİN YILDIZ
Gramofon Yutmuş Çocuklar
 
Deklanşörler Ortadoğu’dayken mega piksel ölçülerinin bir önemi kalmıyor. Bütün resimler ikinci dünya savaşı gibi. Kız çocuklarının hayat arayan gözleri savaş muhabirlerinin karesinde. Dumanlar yükseliyor kıvırcık saçlarının içinden. Hayır burası panayır değil, dumanlar renkli değil, gri bile griliğinden tedirgin. Üzgünüz mesajları geliyor dört bir yandan. Riyakâr, ruhsuz, hissiz üzülüşler…
 
Ortadoğu’da bütün çocuklar gramofon yutmuş gibi. Sesleri ne kadar yüksek çıksa da çığlıkları esrik bomba gürültüleri içinde yokluğa kayboluyor. Nihayetsiz dalgalanmalar arasında yüzlerindeki isleri silemiyor janus tanrısı yutmuş hümanistler.
 
Uğur Gallen’in fotoğraf çalışmaları gibi ortadan ikiye ayrılıyor yaşantılar. İbni Haldun’un “Coğrafya kaderdir” tezini en derinlemesine hissediyor kıpırdayan kalpleri. Gravatlı liderlerin mikrofon karşısındaki düdük yutmuş yüzsüzlüklerini çekiyor foto muhabirleri. Ve bir çocuğun daha ruhuyla bedeni şarapnel parçasıyla ikiye bölünürken tüm fonetik sesler susmaya terk ediyor kendini.
 
Frikikten gol atan futbolcunun kulaklarında binlerce taraftarın sevinci yankılanırken, binlerce kilometre uzaktan gelen bir füzenin yıktığı hayatlar karanlığın içinde kayboluyor. Aynı anda yaşanan sevinçler ve yıkımlar atmosferin içinde dalgalanıyor. Dünya görünmeyen bir virüsle mücadele ederken, görünen virüslere kimse aldırış etmiyor.
 
Hristiyanlar
 
Yahudiler
 
Müslümanalar
 
Paganlar
 
Ve daha bilmem ne kadar istler…
 
Din adamlarının ve hümanizmanın avuçları kırılıp kalıyor orta yerde. Hiçbiri parmağını uzatıp manifesto veremiyor gravatlı haydutlara. İnsanlar gündelik soruncuklarına cevaz ararken, insancıkların! üzerinden medeniyet! yükseliyor.
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir