Ziya Osman Saba Vefat Yıldönümünde Anılıyor

Şair ve Yazar 
Ziya Osman Saba
Vefat Yıldönümünde
Anılıyor
 
"Sebil ve Güvercinler", "Geçen Zaman" ve "Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi" eserleriyle Türk edebiyatının unutulmaz isimleri arasına giren şair ve yazar Ziya Osman Saba vefat yıldönümünde anılıyor
 
Ziya Osman Saba, Kadıköy'deki evinde 29 Ocak 1957'de geçirdiği ikinci kalp krizi sonucu vefat etmişti. 
 
Ziya Osman Saba30 Mart 1910'da binbaşı Osman Bey ile Ayşe Tevhide Hanım'ın oğlu olarak İstanbul'da dünyaya geldi. 8 yaşındayken annesini kaybeden Ziya Osman Saba, bu olaydan çok etkilendi. Şiirini ölümden kaçmak ve ölümü unutmak için yaşama sıkıca sarılmak ya da ölümü özlemle bekleme fikri üzerine kurdu.
 
Galatasaray Lisesinde okurken şiir yazmaya başladı. İlk şiiri 1927'de Servet-i Fünun dergisinde yayımlandı. Ziya Osman Saba, Yaşar Nabi Nayır vasıtasıyla katıldığı Yedi Meşale grubunun en genç üyesi oldu.
 
Okul arkadaşları Yaşar Nabi, Sabri Esat, Cevdet Kudret, Vasfi Mahir, Muammer Lütfi ve Kenan Hulusi ile hazırladıkları "Yedi Meşale" isimli kitap 1928'de yayımlandı. 1931'de liseden mezun oldu.
 
"Ziya'ya Mektuplar"
 
Lisede sınıf arkadaşı olan Cahit Sıtkı Tarancı ile Saba'nın dostluğu, Türk edebiyatına "Ziya'ya Mektuplar"ı kazandırdı.
 
Ziya Osman Saba, ilk dönemlerde hece vezniyle şiirler yazıp, nazım biçimi olarak da sone ve üçlükleri kullanırken, sonradan yeni akımların da ortaya çıkmasıyla, serbest şiirler kaleme aldı.
 
Yedi Meşale döneminde yazdığı şiirleri sembolist şiir olarak Saba, sanatın gayesini, "güzele erişebilmek" olarak tanımladı. Kendisiyle yapılan bir röportajda döneminin şiir anlayışını şu sözlerle aktarmıştı: "Bugünkü edebiyatımızda en bariz bir vasıf olarak bir 'güzelliği arama' cehti vardır ki bunu dünkü edebiyatımızda göremiyorum. Bugünkü neslin şairi için aşk, sevinç, keder, ilah, hep güzelliğe ulaşmak için birer vasıtadan ibarettir. Zevk, duyuş, görüş, bugünkü nesilde tamamı ile yenidir." Şairi, toplumsal sorunları dile getirirken kendi süzgecinden geçiren kişi olarak gördü. Saba, Yedi Meşale'nin şiir anlayışını yaşamının sonuna dek sürdüren tek şair oldu.
 
"Şiir yazmak benim için bir ihtiyaç"
 
Ziya Osman Saba, içten bir üslupla kaleme aldığı şiirlerine ilişkin yaptığı bir açıklamada, "Şiir yazmak benim için bir eğlence olmak şöyle dursun, bu benim için bir ihtiyaç, bir zaruret, adeta yaşamamın sebep ve hikmeti. Bugün, ‘yarın öleceksin' deseler, yegâne üzüntüm, dünyada bırakacağım sevdiklerimle yazamadığım eserlerimdir." demişti.
 
1936'da mezun olduğu İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğrenciyken, Cumhuriyet gazetesi muhasebe servisinde çalıştı. Mezun olduğu yıl, İstanbul'da vatani görevini yapmak üzere askere gitti. Döndükten sonra 1938'de girdiği Emlak Bankası’nda 5 yıl çalıştı.
 
Babasını kaybetmesi nedeniyle karamsar şiirler yazmaya başladığı dönemde yeniden askere çağrıldı. Askerlik sonrası 1944'te bankadaki görevine dönen Saba, Ankara'ya tayini çıkınca memuriyetinden istifa ederek İstanbul'a geldi.
 
Saba, 1945'te Milli Eğitim Basımevinde düzeltmen olarak çalışmaya başladı.
 
Goncourt Kardeşler'den roman çevirileri de yaptı
 
Ziya Osman Saba, 1950'de geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Bu dönemde yakın dostu Yaşar Nabi, kendisine Varlık Yayınevi'nin tashih işini verdi. Saba, evinde çalıştığı bu süreçte yakın arkadaşı Cahit Sıtkı’nın gönderdiği mektupları da düzenleyip yayına hazırladı.
 
"Sebil ve Güvercinler", "Geçen Zaman" ve hikâye kitabı "Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi" kitaplarını kaleme alan Saba, Goncourt Kardeşler'den roman çevirileri de yaptı.
 
Saba, çoğunu hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde Batı nazım biçimlerini kullandı ama içerikte yerli ve milli anlayışa bağlı kaldı.
 
Şiir sanatına tutkuyla bağlı olan Saba, şiirde yenilik anlayışını şöyle özetlemişti:
 
"Her sanatın yenisi insan ruhunun yeniye olan ihtiyacından doğar. Bu doğuş tabii olursa bir zamanın yenisi kadar bugünün yenisi de güzeldir ve eskidiği zaman bile güzel kalır. Biz, sanat hayranları bu çeşit güzellikler içinde, bir güzelden yorulduğumuz zaman öbür güzele koşabilir, klasizmin berraklığından gözlerimiz kamaşmışsa sembolizmin ilhamına dalabiliriz."
 
Kadıköy'deki evinde 29 Ocak 1957'de geçirdiği ikinci kalp krizi sonucu vefat eden ve 31 Ocak'ta Eyüpsultan Mezarlığı'na defnedilen Saba'nın "Nefes Almak" şiir kitabı ile "Değişen İstanbul" hikâye kitabı vefatından sonra basıldı.
 
Eserleri
 
Şiir
Sebil ve Güvercinler (1943)
Geçen Zaman (1947)
Nefes Almak (1957)
Geçen Zaman – Nefes Almak (üç kitabındaki bütün şiirleri, 1974)
Bıraktığım İstanbul (2003)
 
Hikâye
Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi (1952)
Değişen İstanbul (1959)
 
Deneme
Konuşanlar Bir Hüzünle Sesinde (2004)
 
Bir Ziya Osman Saba şiiri
 
ZİYA OSMAN SABA
Rabbim, Nihayet Sana
 
Rabbim, nihayet sana itaat edeceğiz…
Artık ne kin, ne haset, ne de yaşamak hırsı
Belki her sabah vakti, belki gece yarısı
Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz…
 
Ben artık korkmuyorum, her şeyde bir hikmet var
Gecenin sonu seher, kışın sonunda bahar
Belki de bir bahçeyi müjdeliyor şu duvar
 
Birer ağaç altında sevgilimiz, annemiz
Gece değmemiş sema, dalga bilmeyen deniz
En güzel, en bahtiyar, en aydınlık, en temiz
Ümitler içindeyim, çok şükür öleceğiz…
 
 

 

 

 


 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir