Yazar, Oyuncu
Çok Yönlü Sanatçı
Bünyamin Eroğlu
Vefat Yıldönümünde
Anılıyor
Bestekâr, şair, yazar, oyuncu, çok yönlü sanatçı Bünyamin Eroğlu vefat yıldönümünde anılıyor
İstanbul’da geçirdiği kalp krizi sonucu hastaneye kaldırılan ve daha sonra İstanbul’dan Elazığ’a getirilerek Fırat Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi altına alınan bestekâr, şair, yazar, oyuncu, çok yönlü sanatçı Bünyamin Eroğlu tedavi gördüğü hastanede 27 Temmuz 2018'de vefat etmişti.
Elazığ-Harput Kültürünün mihenk taşlarından Elazığ Folklor ve Turizm Derneği Başkanı Bünyamin Eroğlu 2 Mart tarihinde geçirdiği kalp krizi ile sevdiklerini yasa boğmuştu.
Geçirmiş olduğu kalp krizi nedeniyle İstanbul Maltepe üniversitesi hastanesi yoğun bakım ünitesinde tedavi gören Usta Sanatçı Eroğlu daha sonra Fırat Üniversitesi Hastanesine getirilmişti.
Yaklaşık 6 ay tedavisi devam eden beyninde ve akciğerlerinde hasar olduğu belirtilen usta sanatçı Bünyamin Eroğlu yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak 64 yaşında vefat etmişti
Bünyamin Eroğlu için Cuma namazına müteakip İzzetpaşa Camisi'nde cenaze namazı kılınmış naaşı Hankendi’ye defnedilmiş. Eroğlu ailesi taziyeleri Bölge Camisi Taziye Evi'nde kabul etmişti.
Bünyamin Eroğlu; Elazığ’ın Hanköyü Nahiyesinden, Mehmet Bey ve Vasfiye Hanım’ın 6 çocuğunun üçüncüsü olarak 25 Ocak 1954 tarihinde dünyaya geldi. Cumhuriyet İlkokulunda başladığı ilköğrenimini Murat İlkokulu’nda tamamladı. Çünkü babası Yeni Mahallede bir ev almıştı ve oraya taşınmışlardı. Sonradan bu mahalle de iki ayrı mahalleye bölününce taşındıkları mahalle Üniversite Mahallesi adını almıştı.
Ortaokula başlayacağı zaman, babası, Bünyamin’in İmam Hatip Lise’sine yazılmasını istemişti. İmam Hatip Lisesi’nin Orta ve Lise kısmını birlikte okuyup, 1973-1974 öğretim yılında mezun oldu. Bu arada normal liselerin fark dersleri imtihanına girerek lise diplomasını da aldı. Okul sırasında sesinin güzelliği dikkat çekmişti. Okulunun sosyal etkinliklerinde vazgeçilmez bir isim olmuştu. Folklor ekiplerinde oynuyor ve başarılı oyunlar sergiliyorlardı.
Üniversite Mahallesi’nin (Bölge Mahallesi) kültürel çalışmalara yatkın oluşu o’nu da sosyal aktivitelerin içine itmişti. Mahallenin gençleri toplanıp türküler söylerken, Bünyamin’de kaval çalarak onlara eşlik ediyordu. Aslında sesinin güzelliği daha İmam Hatip Lisesi’ndeyken fark edilmişti. Ezanı mükemmel okuyordu. Bir gün Bölge Camii’nde ezan okuyordu ve devrin müftüsü, rahmetli Hacı Ömer Bilginoğlu o gün Teşfikiye Camii’ne gitmek için evinden çıkmış ve okunan bu ezanı duyunca yolunu değiştirip Bölge Camii’ne gelmişti. Namazdan sonra, Bünyamin’e, “Sen Bilal Habeşi misin? Beni bu yaşta çekip buralara getirdin.” diyerek takdir sözleri etmiş ve memnuniyetini dile getirmişti.
Babası Mehmet Bey’de Bünyamin gibi musikiye meraklı birisiydi. O ‘da gençliğinde, bisiklete binerek Hankendi’nden Elazığ’a müzik kursuna gidermiş. Keman dersleri almış. Çocuklarına Harput kültürünü ve musikisini aşılamaya çalışırmış. Çocukları büyüdüğünde, onu sadece Cami dersleri ve Cami yaptırma ve Yaşatma hizmetleri içinde görmüşler. Vefat ettiği zaman, çocuklarına eşsiz bir musiki hazinesi içeren onlarca kaset bırakmış. Hankendi eskiden olduğu gibi bu gün de kültürel faaliyetlere çok yakındır. Bünyamin köyünün bu özelliğinden çok etkilenmiştir
Bünyamin’in folklora olan merakı lise yıllarında bir tutku halindeydi. 1971 yılında bir gazetenin açtığı ses yarışmasına Elazığ İmam Hatip Okulu’nu temsilen katıldı ve derece aldı. Okulu’nun her yıl düzenlediği “ Mevlana Geceleri”nde o, daimi ilahici ve kasideciydi. Bu sırada Kaval yanında Bağlama da çalmaya başlamıştı. İlk bestesini1970’de yaptı.
Elazığ Folklor ve Turizm Derneği gecelerinde, Esat Kabaklı ve rahmetli İlhami Yağcı ile sahneye çıkmaya başlamıştı.
Yükseköğrenimini tamamlamak amacı ile “Mektupla Eğitim” programına katıldıysa da eğitimin bu şeklini sevmemişti. Oradan vazgeçerek (Erzurum Yüksek İslam Enstitüsü) Erzurum Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsü’ne kayıt oldu. Özel durumu nedeniyle bu okuldan da ayrılmak zorunda kaldı.
1976 yılında evlendi. Düğünden 10 gün sonra babası vefat etti. Babasının vefatı onu çok sarstı ise de kendisini toparlayıp, hayat mücadelesine devam etti. Elazığ-Harput Kültürü adına çeşitli faaliyetler düzenledi. Yurt içi ve yurt dışında çeşitli organizasyonlara imza attı. Ve birçok ödülün sahibi oldu.
Bu arada beste çalışmaları da yapmaya devam ediyordu. Ud ve Cümbüş dersleri de almış olan Eroğlu, otuza yakın beste çalışması yaptı. Bunlardan en çok bilineni merhum ünlü sanatçı Murat Göğebakan’ın da seslendirdiği “Vazgeçilmiyor” şarkısıdır.
Çok yünlü bir kişilik olan Eroğlu, Gazetelerde Köşe Yazarlığı, Yerel TV’lerde program yöneticiliği de yaptı. Mahalli kasetçilik hizmetleri yürüten ekiplerin kasetlerine şiir ve maniler okuyarak bir ilki gerçekleştirdi.
Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüğünde çalışıyordu. Maddi sıkıntısı azalmış ve kültür hizmetlerine daha rahat katılıyordu. Necati Kanter’in kurduğu Dergâh Tiyatrosu’nda görev alıp çeşitli rollerde oynadı.
Halkoyunları dalında da faaliyetleri oldu. Önce oyuncu, sonra oyun öğreticiliği yaptı. Elazığ Folklor ve Turizm Derneği’nin dördüncü dönem başkanlığını yürütüyordu. Halk Oyunları Federasyonu Bölge Koordinatörlüğünü de yürütüyordu.
Bir Bünyamin Eroğlu Şiiri:
BÜNYAMİN EROĞLU
Elaziz Başka
Yetmiş dokuz ili gezdim dolaştım.
Zaman oldu çok şöhrete ulaştım.
Çok yerlerde çok işlere bulaştım.
Vatanın elleri çok güzel amma
Gakgoşlar diyarı Elaziz başga.
Bir yanım Malatya bir yanım da Muş
Tunceli elinde sanayi yokmuş
Diyarbakır’da da ciğerler çokmuş
Vatanın elleri çok güzel amma
Gakgoşlar diyarı Elaziz başga.
Kuzeyinde Erzincan’la Sivas var
Ölü çıkan hanelerde çok yas var
Er oğlu erlerden insanda has var
Vatanın elleri çok güzel amma
Gakgoşlar diyarı Elaziz başga.
Kulak ver arkadaş gelen şu sese
Arap baba denen büyük nefese
Kurmuşlar bir ilim dolu medrese
Vatanın elleri çok güzel amma
Gakgoşlar diyarı Elaziz başga.
Ne deynek vururlar kula, ne çalı
Bazen kar yağdırır bazen de dolu
Şeyhiyle meşhurdur o bizim Palu
Vatanın elleri çok güzel amma
Gakgoşlar diyarı Elaziz başga.
Cip köyünde canlar can katar cana
Âraf verir, hayat verir insana
Canım kurban cerayanlı Keban’a
Vatanın elleri çok güzel amma
Gakgoşlar diyarı Elaziz başga.
Burada öğrendim ilimi fenni
Burda çok yetişmez çakır dikeni
Bir tepede gittim gördüm Maden’i
Vatanın elleri çok güzel amma
Gakgoşlar diyarı Elaziz başga.
Burdaki insanlar çekti çok çile
Ancak çileleri düşmedi dile
Ayrı değer versin Devlet Baskil’e
Vatanın elleri çok güzel amma
Gakgoşlar diyarı Elaziz başga.
Gel arkadaş gitme öyle uzağa
Burada düşmen aşk denen tuzağa
Selam yolla burdan Çemişgezeğe
Vatanın elleri çok güzel amma
Gakgoşlar diyarı Elaziz başga.
Geniş tutar lekesizdir arını
Hiç düşünmez geleceği yarını
Çünkü hepsi Belek Gazi torunu
Vatanın elleri çok güzel amma
Gakgoşlar diyarı Elaziz başga.
O Anadolu’nun en güzel yeri
Burada birleşmiş Türk’ün her eri
Dadına doyulmaz Orcik şekeri
Vatanın elleri çok güzel amma
Gakgoşlar diyarı Elaziz başga.
Gelenden geçenden ilham gapmışlar
Kalleşleri bir kenara atmışlar
Etrafında dokuz baraj yapmışlar
Vatanın elleri çok güzel amma
Gakgoşlar diyarı Elaziz başga.
Deresinde görürsün çakıl daşı var
Harput’tan buraya çok da nakil var
Hastanede delilere akıl var
Vatanın elleri çok güzel amma
Gakgoşlar diyarı Elaziz başga.
Buradan geçmemiş bizim Köroğlu
Amma tarih seni burda der oğlu
Büyük abi ol Bünyamin Eroğlu
Vatanın elleri çok güzel amma
Gakgoşlar diyarı Elaziz başga.
Bünyamin Eroğlu | Vazgeçilmiyor