İSMAİL OKUTAN
İncinmiş Gece
Haşmetli bir gecenin karanlık odalarında gezerim
Ağır ıstırap altında kamburlaşır sırtım
Kamburun sırtındadır sırrım
Istırabın çocuklarına kalmış şehir
Kime kalmış ki gecenin ahları ile vahları
Tinercilerin oyunları türlü ve dolambaçlı
Sokak çocuklarında dolaşır bin bir türlü saklambaç
Sarhoşlar kusuyorken kaldırımlara
Sırtımda eksik olmuyor gece boyunca kırbaç
Çöpçüler kusmukları temizliyor gecenin bir vaktinde
Kedilere kalıyor göğün yıldızları
Birden iniyor dolunay evlerin damlarına
İniyor birden dolunay içime
Asfalta yenilip yolunu kaybediyor yeşillik
Ciğerlerine beton dökülmüş bir şehir
Koşuyor şark ekspresinin peşinden
Birden materyalist felsefe çıkıyor yoluna
Ruhunu alıp uçurumdan atıyor
Yanmış yüzlerce kentin külleri savruluyor içime
Yangınını üflüyor gözlerime
Yol nereye çıkarsa çıksın
Gece korkularla, surlarla ve sırlarla doludur
Gece hangi karanlığa varırsa varsın
Sonunda hep gündüze çıkar
Kırgın ve kızgın bir ilham çocuğu çabalıyor sabaha ulaşmak için
Ve bir vakit çapalıyor çorak toprağını
Gözlerine keder damlatılmış incinmiş bir gecede
İn cin top oynuyor içimde
Oynuyor içimde bir sevinç, gökte yıldızlar
Yıldızlara bakıp parlıyor içinde keder okunan gözlerim
Birden çatlayıp patlıyor kalbim
Kalbi incinmiş gece sığınıyor içime
Ben gecenin kalbine
Yeni bir devrim doğuruyor kalbim gecenin sonunda