İSMAİL OKUTAN
İçimde Kalmasın Söylemeliyim Sana
Karanlık denizinde kürek çektiğim vakit başlar sabah
Uğruna eğilir ve kesilir bu başlar
Başlar büyümeye çiçekler yüreğimde
Karanlığı çektiğim vakit
Su verdiğim vakit çeliğe
Nasıl bir merhemim var merhametsizliğe
Nasıl bir ilacım varsa idamlara
Zamana isyan ederim öyle
Nasıl davetsiz oluyorsa ölüm
Dağlar çağırıyor beni öyle zafere
Çağırıyor beni bu sefer günahsız çocuklar sefere
Hint kumaşından elbiselerimi çektiğim vakit üzerime
İsyan suyu verilmiş çelik yeleğimi giydiğim vakit
Kıyam çiçekleri doldurduğum vakit yüreğime
İsyan bayrağını çektiğim vakit zalimlere
Üzerime toplarım en aykırı huylarımı
Ruhum çağırır beni o vakit sefere
İnciden sebeplerle çıkarım ben sefere
İncitmeden bir karıncayı
İçimde kaynar özgürlük suyu
Çaydanlıkta kaynar hüzün bu gece
Kuşlar konar dallarıma
Çiçeklenir içimde düş kırıkları
Cam kırıklarına basarak yürürüm beni çağıran dağlara
Zamana isyan ederim böylece
Karanlığı dağıtırım içime girer aydınlık
İçimde kalmasın, her şeyi söylemeliyim sana
Artık yüreğini toplayıp savaşmalısın
Korkaklıktan kurtulup gelen yılkı atlara koşmalısın
İçimde kalmasın söylemeliyim sana
Benim, zamana isyan eden benim her zaman
Hangi denizin suyunda yüzerken yoruldum
Hangi okyanusta zafere koştum gemilerimle
Hangi denizin dibinde batıktır zenginliklerim
Ne kadar uysal olsam da deli huylarım da var benim
Hep isyan ediyorum bu zamana
Karanlığı çektiğim vakit sabah başlar
Perdeleri açalım, kapansın bu acılar
Kapansın kabuk bağlamaz yaralarım
Bütün gece boyunca sırtımda ağrılar
Sırtımda acılar biriktirdim katmer katmer
Nedir bu böyle söyle ey gece
Nedir bu kurşun geçirmez acılar
Nedir bu iflah olmaz yorgunluk
Nereden çıktı başıma bu zalim savaş
Nereden çıktı başıma bu baş belası
Neden vızıldayıp duruyor başımın içinde bu ağrılar
Nereden gelip başucuma yerleşti bu çakal
Karanlık, karanlığın içindedir
Özgürlük, bu dağların arkasındadır kim bilir