HAYRETTİN TAYLAN
Aşka Ağlayan Çocuk
çocuktum, baharın, sevginin, masumiyetin, saf niyetlerin
art niyet yoktu, içimdeki doğallık ile doğa aynı güzellikteydi
sevdiğin insanların isimlerini yazdım taş bağıra
aralarında ismin vardı, isminin anlamını bilmiyordum çocuktum
bulutlara dolanmış gözyaşlarını sildim, toparlayamadım göğü,
çocuktum
umutlarla sarmaş dolaş düşlerine sarıldım,
dağın bağrını anladım, seni anlayamadım, çocuktum
bir tek gülüşün baharın çiçeğine dermandı, onu anlıyordum
bir tek son bakışın dağdaki karı, içimdeki yarayı eritiyordu, onu anlıyordum
bir tek bana gülüşün, emdiğim süt gibi güzeldi, doyurucuydu
bir tek beni beni sevişin, cennet gibi, ilkbahar gibi, sıcak çay gibiydi
bir tek son adımın sesi içimde kalakalmanın umudu gibiydi
aşkın çocuklaştırış ben’iydim,
isimler sayıklıyordun
dilinin ucundaydı adım, sadece onu anlıyordum
aralarında ismim olsun diye bekledim, annesini özlemiş çocuk gibi
ilk çıkan papatyayı kopardın, biliyorum seviyordu
ya da sevenlerini hatırlarsın diye, tüm sevenlerimle oradaydım
ya da sevenlerinden uzaklaşanları, sayarsın diye bekledim uçurumun ucunda
çocuktum
aşka “bir” düştüm
aşka hep “düş”tüm
çocuklar hep düş,
çocuklar hep düşer şehrinaz
ben da aşkına düş/en çocuktum
yaralanmıştım
acıyordu yüreğim
çocuktum
anlamıyordum
sahi sevmek neydi şehrinaz
sahi seni sevmek neydi şehrinaz
sahi giderken döktüğün gözyaşlarını, yağmur neden kıskandı
sahi giderken diyemediklerinde yayılan göğün sancısı neydi
sahi giderken toprağı deşen, içimi aşan son bakışının sanrısı neydi
sahi giderken ateşi buza çeviren acınası duruşundaki vaveyla neydi
sahi giderken rüzgarı küstüren yalpalayışındaki süheyla neydi
sahi giderken aşkı, güzelliği, yusufluğu kuyuya düşüren sır neydi
sahi ben ,seni bu kadar severken nasıl öğrendin gitmeyi şehrinaz
sahi ben ,seni bu kadar özlerken, beklerken nasıl öğrendin uzak kalmayı
çocuktum, sen benden gittiğin vakit
çocuktum, anlayamadım, anlatacak sözcüklerim yoktu
çocuktum, anlatamadım, ağlayamadım, peşinden koşamadım
sadece bir asırdır, sevdim, bekledim,
eridim, kendime büyüdüm, sana çocuklaştım
bir çocuk ağlıyor, senden öğrendiği ünlemlerle
bir çocuk bekliyor, saf gönlüyle, aşk diliyle, özlem ateşiyle
bir çocuk bekliyor, iknası, inanışı, sabrı tatlı meyiyle
bir çocuk bekliyor, içindeki çukura düşen yusuf yüzüyle
bir çocuk bekliyor, eskisi gibi senin için yaralı kalbiyle
bir çocuk bekliyor, gidemediğim, gittiğim, kaldığım yer ve yârle