EYYÜP AY
Raksın Ritminde Eriyen Kadın
Sarmaşıklar arasından gülümsüyordu
ayın ondordü yani dolunay haliydi.
Bir yaz gecesi kaleden aşağıya doğru
incecik bir meltem esiyordu.
Ürperiyor genzime dolan ten kokusu
başımı hafiften dönderiyordu.
Tam karşımda oturmuş, kaygısız bakıyordu.
Önünde duran nargilesini içine çekerken
gözleri bulutlanıyor, uzaklara dalıyordu.
Göz-göze gelsek felaketimiz olurdu
ikimiz de biliyorduk bunu.
Ben minarenin resmini çekerken
o başını ovaya doğru çevirmiş
geçen kervana bakıyordu
pür dikkat kesilmiş,
pür dikkat kesilmiş,
kervandan yükselen şarkıları mırıldanıyordu.
Rakseden zennelerin bileklerindeki
halhalların zil sesini işitiyor
ritmin büyüsüne kapılmış
oturduğu yerde sallanıyordu.
Simsiyah saçları yüzüne dökülmüş
kervandan yükselen tefin
salınımına boyun eğiyordu.
Burnundaki hızması
alnındaki dövmesi
kervandaki raksı Kendisinin yönettiğini eleveriyordu
latin ezgileri çalan müsizyenler onu işaret ediyordu.
Ayağa kalktı elim elinde dans ediyordu
ona uyum sağlamak oyle hoş, oyle coşkundu.
Şimdi daha iyi anlıyorum onu neden çok özlediğimi…
(Ey kervanbaşı sevdamı nereye götürüyorsun…)