SITKI CANEY
Aşktandır
I
kalbin en gizli bilgisini ısmarlamıştım sana
parıldayan sisini bir sabah dervişinin
yalnayak sesini
aşk mutlu bir akşam gibi siniyordu ruhuna
gözlerin hayata hafif aralık
bıraksam akacaktın tarihe ve boşluğa
seni anmanın ayakizleriydi çocuklar
onlara sonsuz bir ninni
sana yüzyılların imkansız bilgisini ısmarlamıştım
büyüleyen her çığlığın sonunda anlamıştım
hiçbir zaman açıklanamayacak olan yüreğin açıklarında
yiten kıyılarında aklın, karanlık sazlıklarında
belki bir kamıştım
kesilmeyi bekleyen
ardımsıra diriliğin o kışkırtan şirreti
alçakça bir iççekiş ödenen her diyetten
istenen
genç zamanlarımın öcünü almaktı
yeniden tarihe ve güvenliğe yakalanmamak
ve hayatla boyölçüşenlerin cakasını anlamak için
yeniden yaralanmaktı
ve aktı akacağı kadar her aşktan
düşünce ölüleri şairler narin kadın elleri
ne açılan bir cennet ne yaklaşan cehennem
nasıl başlar bir insan hayata yenibaştan
yarın
yeni bir haber alınır her arkadaştan
aralanır geleceğin örtüsü yeni bir haber olur
kapıma kilit vurup çıkarım
çıkarım göğsü inip kalkan uçsuz kırlara
hayat yorulur, aşktan ayetler kalır
şiiri yarım kederi yarım kırgın kızlara
yaşmağını açtığım rüyalar unutulur
unutulur sevdiğimin başdöndüren tabirleri de
nedir aslında yollara düşüldüğünde
nedir kalan
sarsılan
hırpalanan
geride
II
Gözyaşlarını arıyor dünyalılar
her ölenin ardından gözyaşlarını
bense varacağım yere belki varmıştım
güneş yaktığı zaman yaprak sarardığında
kışları kar altında ve dağlarda her bahar
sana kalbin en gizli bilgisini ısmarlamıştım
sonunda anlamıştım
yıllar sonra anne oğlunu nasıl tanır
neden kararır gün batınca ortalık
gök niçin dolanır çocukların ayaklarına
neden meşhur bir şarkıdır ayrılık
sonunda anlamıştım
bastım ayağına kalabalıkların denizin dalgasıyla atıştım
yarama sardığım akgünlerim çürüdü
meyveler çürük çıktı her hüzün sofrasında
ihanet büyüleri taşınca sularımdan
üçüncü dünya harbi istedi canım
o günden beri
şeytana nanik yapıp yoksullarla anlaştım
ölümle halay çeken kızlarının göğsünde
bir muska gibi durur iken yaşamak
asıldı oğulları aşka mendil olmaya
dokunsan irin akacak kasıklarından
dokunsan yok dünya
gözyaşlarını arıyor dünyalılar
her ölenin ardından gözyaşlarını
kendi göğüne bakıp duruyor bir kadın
kötü bir haber gibi bekliyor her yarını
III
firari bir yara
ne zaman çıksam fotoğraflara
ama yalnayak şehre çıkılmaz
göğe bakmak ayıptır
dinmez içimizin yağmuru
hayatı tütüne saran Cuma
ve dağlar bilinmez burda
oysa aşktandır
gecenin üçünde sokaklara fırlamak
dellenip uzanmak yıldızlara
nedir aslında iman,
şiir var mı,diye sorsam Hıdır'a
vakit dardır ve aşk çağırır
artık karşı çıkılır tüm anlamlara
anlam yoksa yoktur anlamın ertesi de
Necati olsa konuşurdu, prusyalı öğrenci,
doluktu gözlerim bir an,hani bir gemi güvertesinde…
şimdi sonsuz bakışlar büyütmek için
Nureddin'i de alıp
bir yolculuk başlatmalı draman'dan
sonra nehrin kızını anlatsın Turan
dokunsam yok kimse
dokunsam yalnızlık çıkacak duvarlardan
ne Selim ne Ömer
çıkıp gelmez hiçbiri uzaklardan
dostluklar elimde kaldı
baştan çıkaran bir ırmağa atıldı hülyalarım
sesi gelir belki Vahdet Abi'nin az sonra telefondan
bırakırım bu şiiri yarım
uçarım
IV
yarın
yeni bir haber alınır her arkadaştan
aralanır yüzyılların örtüsü yeni bir haber olur
acıma kilit vurup çıkarım
çıkarım göğsü inip kalkan uçsuz dağlara
sevdiğim beni bulur, okunur alınyazım
yorgun balıkçılara onarılmaz ağlara
yaşmağını açtığım rüyalar hatırlanır
hatırlanır sevdiğimin başdöndüren tabirleri de
cümle alem bilir artık aşktandır bana bütün olanlar
fışkıran bu bahar dönen bu dünya
ve yağmurlar
aşktandır
aşktandır sevdiğimin başdöndüren tabirleri de
fotoğraflar
firari bir yara
kalır
geride
aşktandır