MEHMET BAŞ
Kamil Eşfak Berki Şiirleri: “Çocuğun Miracı“
Bazı kitaplar daha yayınlanmadan eskir. Bazı kitaplar ise eskidikçe yenilenir. Şiir kitaplarının bir düğün davetiyesinden daha az basıldığı ve dağıtıldığı günümüzde güzel olan birçok değerli kitap ne yazık ki kenarda, köşede unutulmaktadır.
Popüler kültürün insan yiyen ejderhası maalesef kalıcı olanları görmezden gelip çabucak tüketilebilir olana göz dikmektedir. Bu arada öze ait olanlar kabuktan öteye gidemeyenlerin yanında unutulup gitmektedir.
Kâmil Eşfak Berki soylu bir şiirin rahlesinden seslenir dünyaya. Onun kaleminde büyük bir medeniyet düşüncesi soluklanır. Derin bir felsefi birikimin yansıması satır aralarında göze çarpar. Onun şiirinin hammaddesi aşk ve hakikattir.
Kâmil Eşfak Berki, Diriliş şiir akımının bir şairidir. Diriliş şiir akımı Üstat Sezai Karakoç’un diriliş medeniyet tasavvuruyla ete kemiğe bürünmüş olan ve koşusunu sonsuzluğa kadar sürdürecek bir şiir akımıdır. Bu akım varoluşunu ve kimliğini İslam’la açıklayan İslam’ın diriltici nefesi ile dünyayı okuyan ve kavramlarını hakikat temelli inşa eden bir akımdır. Kelimelerin buradaki misyonu hakikati sırtlamaktır. Hakikati sırtlamayan bir şiirin insanlara söyleyeceği bir şey yoktur.
Çocuğun Miracı, Kâmil Eşfak Berki’nin şiir durağındaki derin soluklanışının bir meyvesi olarak göze çarpıyor. 2004 yılında basılan kitap “Çocuğun Miracı “ve “Canlandırmalar “olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde 18 şiir, ikinci bölümde ise 4 şiir göze çarpıyor. Mavi sade bir kapak şairin iç dünyasının ve duruluğunun bir işareti olarak çok güzel tasarlanmış. “Çocuğun Miracı” seçkin şiirin edebiyatımızdaki bir yansıması olarak her dönem okunmaya aday bir kitap olarak görülebilir.
Seçkin şairler ailesinin bir ferdi olan Kâmil Eşfak Berki şiirdeki titizliği ile bir kuyumcu hassasiyetine sahip olduğunu “Çocuğun Miracı’nda” ortaya koymaktadır. Bu kitapta eşyanın ruhunu okuyarak kaybolmayacak olana ulaşma telaşı göze çarpıyor. Temellerini kutlu medeniyetimizden alan bir duyarlılık ile modern hayatın keşmekeşlerine karşı orijinal bir duruş sergileniyor. Yerli bir duyuşun ve düşünüşün ikliminden evrensel olan değerlere doğru bir açılım sergileniyor. Hz. Mevlana’nın pergel örneğinde olduğu gibi bir ayağı yerlilikte diğer ayağı yetmiş iki milletin üstünde geziyor.
Maddeyi anlamlı kılmak için nasıl ki fiziğe ihtiyacımız varsa manayı anlamak için de metafiziğe ihtiyacımız olduğu gerçeğini unutan materyalist bir şiir atmosferinde metafiziğin kuşatıcılığı ile karşımıza çıkan şair bize sonsuz olanın, eskimeyecek olanın adresini vermektedir.
Şair kalbinin dokunuşları ile yol alırken aklın süzgecinden geçirdiği kelimeleri bir kurşun gibi fırlatıyor çağın kara vicdanına. Fakat çağın körleşmiş vicdanı çoğu zaman bu sesi duymuyor.
Batının soğuk ve ürpertici kiliselerini çok iyi bilen şair, bir derviş sabrı ile ördüğü şiirini kendi milletine yine kendi dili ile haykırırken doğu batı kıyasında kalbini hep doğunun sarhoş eden seherlerine açmaktadır. Şairin iç dünyasına uzak tiplerin dışarıdan sadece batılı ve modern bir görüntüyü okumaları iyi niyetli bir eylem değildir. Kâmil Eşfak Berki “Doğunun Yedinci Oğlu”nun eteğine yapışmış en sahici ve en bizden olan şairlerden birisidir.
Kâmil Eşfak Berki’nin hayatı ciddiyete alışı kelimelerine yansımış malayani şeylerden uzak duruşu şiirini her türlü lüzumsuz ayrıntıdan uzak tutmuştur.
Evet, şiirlere doğru yelken açıp bir şiir fırtınasına tutulduğumuzda karşımızda yepyeni bir dünyanın açıldığını görebiliriz.
Şair kitabın ilk şiirinde ”aşk bir görev oldu” derken “bülbülden bir çağrı yükseldi güle” diyerek yola çıkışının sebebini beyan eder.
“Emsin zamanı insan süngeri” isimli şiirinde “Zaman ahir zaman / Gözleriniz / Evvel zaman içinde“ mısraları ile beş duyunun kuşatıcı dünyasına karşı Fatih’in İstanbul surlarını yıktığı gibi bir yıkım içine giren şair zamanı var edenin önünde bir secdenin kalbine doğru yolculuk yapmaktadır. Fakat şairdeki yıkım bir devrimcinin yok edici yıkımı değil bir diriliş erinin yeniden inşa edici olan yıkımıdır. Çünkü Şair bengisu çeşmesinde yıkanmış aşkın ab-ı hayatını tatmış bir kalbin seyyahı olarak dünyayı okumaktadır.
Kitabın açık daveti ile herkesi şiirin kutlu coğrafyasına çağıran “Çocuğun Miracı” bizi şu ağustos sancılarının ortasında şiire davet etmektedir. Okuyanların tekrar okuduğunda hep yeni anlamlar bulacağı kitap akışkan bir zamanın çölünde susayanları şiir çeşmesine çağırmaktadır.