MEHMET ALİ BAL
Basit İsm-i Şerifi
El-Bâsit ism-i şerifi hülasaten "Dilediğine bolluk veren, açan, genişleten" manasındadır. Daha geniş çerçevede ise “Ferahlatan, genişleten, darlık ve sıkıntıdan kurtaran; her hayrı veren, lütuf ve rahmetini kullarına yayan; dilediğine bolluk veren, açan, genişleten; istediğinin maddi ve manevi rızkını genişleten; ruhları bedenlere yayan veren” anlamlarına sahiptir. Allah (cc) her hayrı veren, lütuf ve rahmetini kullarına yayandır. İnsanlara rızık, neşe, rahatlık ve bolluk vererek onlara lütuf ve rahmetiyle muamele etmektedir.
El-Kâbıd ismiyle beraber zikredilmesini dikkate alırsak, “Darlık ve sıkıntıdan kurtaran” manası öne çıkmaktadır. Darlık ve sıkıntıyı farklı birçok sahada farklı yorumlayabiliriz. Yiyecek (Rızık) yokluğu da bir darlıktır, kalp sıkıntısı da bir darlıktır. Rahmet öncesi yaşanan sıkıntılar da bir darlıktır, zulüm altında daralmak da bir darlıktır. Şu halde bütün bu ve sayamayacağımız kadar çok sayıda darlıklardan ve sıkıntılardan kurtaran ve genişleten ve yayan manasını aksiyle düşündüğümüzde tevhit hakikatine ulaşmaktayız. Darlık veren de açan da genişleten de Allah’tır (cc).
Sözlük manası itibarıyla Basata/ yebsutu/ bastan (be-sin-tı) fiili “Yaymak, neşretmek” manasındadır. “Yedehu” fiilin ardından gelirse “Elini uzatmak”, “Çok cömertlik etmek”; “El emra” ardından gelirse “Şerh etmek, izah etmek”; “Fulanen” ardından gelirse “Sevindirmek, şad eylemek”; “Mekanel kavme” ardından gelirse “Yer kavmi sığdırmak, almak”; “El hadida” ardından gelirse “Demiri döverek, inceltmek”; “Fulanen aleyhi” ardından gelirse Birini diğeri üzerine tercih etmek”; “El ozre” ardından gelirse “Özür beyan etmek” veya “Özrü kabul etmek” manalarına gelmektedir. “BasatAllahu er rızka” kullanımında “Rızkı çoğaltmak”; fiilin ardından “es-seyfe” gelirse “Kılıcı çekmek”; ardından “Lisanehu aleyhi “ gelirse “Dokundurmak”; ardından “Min fulanin” gelirse “İhtişamını gidermek” anlamındadır.
Peygamberimiz (s.a.v.) Fatıma (ra) ile ilgili hadisinde “Onu sevindiren beni sevindiriyor” derken “Basata” fiili kullanmıştır. “Basuta/ yebsutu/ besateten eş şeye” fiili basit olmak demektir. Ardından gelen kelimeye göre “Yüz parlamak, Akıcı ve selis olmak, El iyiliğe açık olmak, Okşamak, iyi kabul etmek, Yaymak, döşemek, Basitleştirmek, Gün uzamak” anlamlarına sahiptir. “Tabassata/ tabassutan eş şeyü” fiili “Yayılmak, Eli uzamak, İhtişamı terk etmek, Sözü genişletip detaylarına inmek, Gezinti yapmak, gezinmek” anlamlarını havidir. “El- Basit” ism-i şerifi de buradan gelmektedir. Kuran-ı Kerim’de Bakara 247. Ayetinde “Fazilet ve kemal” manasında kullanılmıştır: “Ona bilgi ve vücut gücü bakımından üstünlük (Fazilet) bağışladı”. (Bu paragraftaki manaların hepsi için bakınız: El Mevarid, Mevlüt Sarı)
El-Bâsit ismi öylesine şümullü bir mana demetine sahiptir ki, Kuran-ı Kerim’de “İsim” olarak geçmemekle birlikte, Allah (cc) fiilleri/ tasarrufları kapsamında çok yerde lafzen daha çok yerde de işaret manasında geçmektedir (Kur’an’da Rabbimizin özel ismi olarak değil, fiil olarak geçmektedir). Bu ism-i şerifin mücerret manasını kapsayan şekilde Kuran’da geçtiği ayet “Kim Allah’a güzel bir borç verirse, o takdirde, o (Verdiği) kendisine kat kat çoğaltılarak ödenir. Ve Allah, (İlahi kanun gereği kişinin rızkını) daraltır ve genişletir. Ve O’na döndürüleceksiniz” (Bakara/ 245) ayetidir. Şu halde ilk dikkat edeceğimiz mana “Bol rızık veren, rızkı yayan” manasıdır. Daha şümullü biçimde buyurulan “Yeri de (Nasıl) döşeyip-yaydık? Onda sarsılmaz dağlar bıraktık ve onda 'göz alıcı ve iç açıcı' her çiftten (nice bitkiler) bitirdik” (Kaf / 7) ayetindeki “Medednaha” kelimesi “Basata” fiilinin manasına daha yakındır.
El-Bâsit İsm-i şerifini Esma-ül Hüsna’yı düşünerek idrak ve tefekküre çalıştığımızda diğer isimlerin de vüsatlarını, tecelli ve tezahürlerinin yayılmasını, hatta en nihai genişliğe erişmelerini de hissedebiliyoruz. Diğer yandan ise El-Bâsit ismi tecelli ederken diğer Esma-ül Hüsna’nın tecellilerine ma’kes olmaktadır diyebiliriz. Mesela Darlık Vermede de Genişlik Verme ve Yaymada da Adil ve Kayyum İsm-i Celili, Rahman ve Rahim isimleri tecelli etmektedir. Hay İsminin tecellisi ise El-Bâsit isminde daha belirgin bir şekilde görülmektedir. Hiç şüphesiz Rezzak İsm-i şerifiyle doğrudan ilişkilidir. “Şüphesiz Rabbin, dilediğine rızkı bol bol verir ve (Dilediğine) kısar. Çünkü O, gerçekten kullarından haberdardır ve onları görmektedir”. (İsra / 30) Ayeti Kerimeden anladığımız kadarıyla Habir ve Basir İsimleriyle de ilişkisi vardır.
El-Bâsit isminin tecellileriyle birlikte ortaya çıkan cemal nişanları Cemil İsm-i Şerifiyle de ilişkili olduğunu göstermektedir. Bütün bu esrarengiz tecellilerin bir İlim ve Hikmet sahibini gösterdiğini açıkça anlamaktayız ki, Âlim ve Hakem isimleriyle de ilişkilidir. Diğer tüm isimleri de bu perspektiften tefekkür etmek lazımdır. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi Esma-ül Hüsna birbiri etrafında dönen yıldızlar ve galaksiler gibidirler. Bazen merkezde güneş bazen de bir güneşin gezegeni olurlar. Bütün bu ilişkiler ve birbirinde tecelli edişler aynı anda, sonsuz bir ufka doğru tecelli ve tezahür dalgaları halinde münezzeh ve mukaddes keyfiyette vardırlar.
İsimlerin mana ve mecaz zenginliği içinde düşünüldüğünde “Kalpleri hidayete açan, nefisleri temizleyip arıtan, ruhlarına genişlik veren” manası da verilmiştir. Kaldı ki “Bast” manasını tüm isimler, manalar, mecazlar ve yaratışlar için/ veya üzerinde düşünülebilir. Dolayısıyla El-Bâsit isminin kalplerimizi, ruhlarımızı ve akıllarımızı açan, yayan ve genişleten bütün veçhelerini tefekkür etmeliyiz. Nitekim İnşirah manası da “Bast” manasında mündemiçtir. Sadece inşirah değil, bir yükü alma, şanını yüceltme, zorluktan sonra kolaylık verme de Bast manasında mevcuttur: “( Ey Muhammed! ) Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi? Yükünü senden alıp atmadık mı? O senin belini büken yükü. Senin şanını ve ününü yüceltmedik mi? Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır” (İnşirah / 1-6). Bu ruhlara ve sinelere ferahlık ve inşirah veren ayetlerden sonra İlahi terbiye hatırlatılmaktadır: “Yalnız Rabbine yönel” (İnşirah / 8)
Canın bedene yayılması gibi zor zamanlarda Allah’ın (cc) kalplere itminan vermesi, ruhlara şecaat üflemesi de El-Bâsit ism-i şerifinin tecellilerindendir. Ruhun maddeye ve bedene yayılması, dirilişin ölümün ötesine geçirilmesi, nihayet bütün güzelliklerin en benzersiz haliyle yayılması denebilecek Cennetin yaratılmasında El-Bâsit ism-i şerifinin tecellileri de okunmaktadır.
Ümitsizliğin yenilmesi, ye’sin yokluk derelerine atılması hayatın varlığa yayılmasından başka nedir? El-Bâsit isminin anlamında meknuz (Gizli) olan ferah, sevinç, şad eylemek, okşamak, selis ve akıcı olmak aksi halleri reddetmektedir. Bu öyle bir reddetmedir ki, Kuran’daki “Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin” (Yusuf / 87 ve Zümer / 53) ağır ikazıyla teyit edilmiştir.
Yine Kuran-ı Kerim’deki ayetlerden bir kısmında haiz olduğu “İnsanların ilmî ve bedenî imkânlarını genişleten" manası kendimizi inşada dikkate almamız gereken bir husustur. Bu genişletme “Kamil insan oluncaya” kadar devam edecek, tam Marifeti Sani mümkün olacaktır. Zaten maddi rızık gibi manevi rızık bolluğu da bu isimde gizli değil midir?
Aslında bütün bu darlık ve yokluklar, El- Kâbıd ve El-Bâsit isimlerinin değişik şiddette tecellileri ve tezahürleri bizi doğrudan tevhit akidesine götürmektedir. Bu akide de bizi darlık zamanında sabra, tevekküle ve istiğfara yöneltmektedir. Bolluk ve genişlik zamanında ise şükretmeye, tefekküre ve hamd etmeye götürmektedir. Vakıa şükür, hamd ve tefekkürde de El-Bâsit isminin muazzam tecellisi zahirdir.
Ey bütün güzel isimlerin yegâne sahibi olan Allah’ım (cc)! Bizi ve milletimizi içinde bulunduğumuz El- Kâbıd isminin tecellilerinden El-Bâsit isminin tecellilerine erişmeyi nasip eyle. Rızık darlığından ruh kasvetine ve zulüm şiddetinden korkunun kesafetine kadar bütün korktuğumuz hususlardan bizi El-Bâsit ismine iltica etmeyi mazhar kıl. Bizi, milletimizi ve bütün İslam Âlemini ferah ve emniyetli can verilmiş zamanlara eriştir. El-Bâsit ism-i şerifinin hem sinelerimizde hem de cemiyet hayatımızda hem de içinde yaşadığımız dünyamızda tecelli ve tezahür etmesini kerem buyur. Bakara suresi 247. Ayetindeki mukaddes kelimelerinde buyurduğun gibi bize “Bilgi ve vücut gücü bakımından üstünlük (Fazilet) bağışla!” Gerek darlık gerekse genişlik verdiğin zamanlarda tevhit akidesinden bizi ayırma. Âmin.
Allah razı olsun kardeşim