OSMAN EROĞLU
Yalnızlığının Sivri Pençelerinden
Kederimde saklı sevinci bulmak
yalnızlığının sivri pençelerinden kurtulmak için
elime aldığım kalem
belki de
intihara salmak içindi yalnız
kendi kaderimin adımlarını
Serin ağaçların gölgesini örtmeye çalışan
ay ışığını kıskandım önce
sonra dalından koparılan meyvelerin tadına doymuş bir geceyle
ağaçları konuştuk ağlaşırlar mı diye
dallarına hep konan kuşlar bir gün ölünce
Elbette sofralarda paylaşmayı severdim
ömrüm boyunca bile tadamadıklarımı
buna doyum olmazdı ama yine hiç kimse
anlamazdı içimden atamadıklarımı
seni bu karmaşada yazmaya karar verdim
konuşup da
sana
anlatamadıklarımı
Bu sabah erkenden uyandım ilk kez
erken uyanmamın ilk sabahıydı
unutalı çok olmuş kahvaltının tadını
belki bütün sabahlar gecelerin ahıydı
unutalı çok olmuş sevincimin adını
hayat hep aynı yara
geçmiş hep aynı anı
Gerek yok bu yüzden belki de birçok şeye
hiçliğin kıyısında her şey can çekişirken
artık biliyorum ben de kime doğru, nereye
niçin gideceğimi, nasıl, bir sabah erken
beynimi kurcalayan bütün örümcekleri
kendi varoşlarına sessizce terk ederken…