Warning: Attempt to read property "post_excerpt" on null in /home/asanatlar.com/public_html/wp-content/themes/sahifa/framework/parts/post-head.php on line 73

Geleneksel Çini Ustalığı UNESCO Listesinde

geleneksel-cini-ustaligi-unesco-listesinde-1İnsanlığın Somut Olmayan
Kültürel Miraslarından
Geleneksel Çini Ustalığı 
UNESCO Listesinde
 
geleneksel-cini-ustaligi-unesco-listesinde-2UNESCO'nun Etiyopya'daki toplantısında "Lavaş-Yufka"nın ardından "Geleneksel Çini Ustalığı" da UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'ne kaydedildi.

geleneksel-cini-ustaligi-unesco-listesinde-3Birleşmiş Milletler Bilim Eğitim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Etiyopya'daki toplantısında "Lavaş-Yufka"nın ardından "Geleneksel Çini Ustalığı" da İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'ne kaydedildi.
 
Kültür ve Turizm Bakanlığından yapılan açıklamada, Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da düzenlenen UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Hükümetlerarası 11. Komite Toplantısı'nda, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile UNESCO Türkiye Milli Komisyonunca hazırlanan somut olmayan kültürel miraslara dair dosyaların, İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'ne girmesi için UNESCO'ya sunulduğu ifade edildi.

Açıklamada, Türkiye, Azerbaycan, İran, Kırgızistan ve Kazakistan tarafından sunulan "İnce Ekmek Yapma ve Paylaşma Kültürü: Lavaş, Jupka, Kartırma, Yufka" dosyasının önceki günkü toplantıda kabulüyle "Lavaş-Yufka"nın Türkiye adına UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'ne kaydettirildiği belirtildi.
 
Açıklamada, dün yapılan oturumlarda da Türkiye olarak sunulan 'Geleneksel Çini Ustalığı'nın listeye dahil edildiği ifade edilerek, "Ülkemiz adına tescillenmiş oldu. Yüzyıllardır sadece bir bezeme olarak değil aynı zamanda bir sağaltma aracı olarak da kullanılan ve bu nedenle kamusal ve dini yapıları süsleyen çini sanatı da artık UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'nde Türkiye adına tescilli." değerlendirmesinde bulunuldu. 
 
Çini ve Çini Ustalığı:
 
Hamur haline getirilmiş killi toprağın pişirilmesiyle yapılan, çeşitli renk ve motiflerle süslenmiş sırlı seramik ev eşyaları veya duvar panolarına “çini” denir. Çinicilik ise, kendine özgü yapım ve süsleme teknikleriyle yüzyıllardan beri yaşayan geleneksel Türk çini sanatının etrafında şekillenen zanaatkârlığı ifade etmektedir. 
 
Çini süslemelerinde genellikle kozmik düşünceleri ve inançları simgeleyen geometrik şekiller, bitkisel süslemeler ve hayvan figürleri değişik renk kompozisyonları ile kullanılmaktadır. Renk kompozisyonlarında beyaz veya lacivert fon üzerine kırmızı, kobalt mavisi, turkuaz ve yeşil renklerin kullanımı geleneksel çinilerin karakteristik özelliğidir.
 
Çinici ustaları, “reçete” olarak adlandırdıkları doğayla ilgili geleneksel yapım bilgilerini ve süsleme tekniklerini usta-çırak ilişkisi içinde yüzyıllardır kuşaktan kuşağa aktararak yaşatmışlardır.
 
Geleneksel çini sanatına karakterini veren ve onu koruyan en temel etmen; hammaddenin teminine, boyaların hazırlanmasına, üretim araçlarının yapım ve kullanımına, fırınlama süreçlerine, süsleme tekniklerine ve estetik anlayışlara ilişkin kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşatılan bilgiler ve uygulamalarda kendini gösteren geleneksel zanaatkârlıktır.
 
Çiniciliğin anavatanı olan Türkiye’de tarihsel olarak kendine özgü yapım ve süsleme ekolleriyle çiniciliğin ön plana çıktığı yerleşimler Kütahya, Bursa/İznik ve Çanakkale’dir.
 
Çini sanatıyla ilgili bilgi ve becerilerin kuşaktan kuşağa aktarılmasında toplumsal uygulamalar, sözlü gelenekler ve dini ritüellerin yaşatıldığı mimarideki mekân algısı, doğaya ve evrene ilişkin pratikler, estetik görgü ve mutfak kültürünün de önemli bir kültürel işlevi vardır 
 
Halkın günlük kullanım eşyalarında, kamusal ve dinsel yapılarda sıklıkla karşılaştıkları ve kullandıkları çinilerin renk ve desenlerindeki semboller ve bunların oluşturduğu alegorik anlatımlar, geçmişten günümüze halkın dini inançlarını, dünya görüşlerini, yaşam tarzlarını, estetik anlayışlarını sanatsal bir biçimde ve alt metinler halinde yansıtmaktadır. Böylelikle çinicilik, geçmişle bugün arasındaki kültürel bağın güçlenmesine ve kültürel devamlılık,  aidiyet ve kimlik hislerinin geleceğe taşınmasına katkıda bulunmaktadır.
 
Çini sanatına ilişkin yüzyıllardır kolektif olarak geliştirilen bilgiler, teknikler, reçeteler ve ustalık geleneğindeki ritüeller ve etik tutumlar usta-çırak/ebeveyn-çocuk ilişkisi içinde kuşaktan kuşağa günümüze kadar aktarılabilmiştir.  
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir