ZEYNEP SEYYAH AK
Bulantı
Dili esmer bir içgörüşün sarf ettiği cümleler gibi, herhangi bir süre boyunca değil, tüm zamanları kapsayan bilincimi dökme eylemiyle ve süreklilik yaşatan korkunç bir bulantının içinde, nefesimi yutan ve kusursuzluğu inşa eden her şey gibiyim.
İyi şeyler gördüm, kötü alışkanlıklar edindim, hiç olmadık insanların hayatlarından pay aldım ve onlar gibi acı çekmek istedim.
İkna olmak istediğim öyle çok şey var ki: hırpalandığım zamanlar, kayıp bir sonsuzlukta anlamlarımı onarmaktan ve duygumu koruyan adımları takip etmekten korkmadım hiçbir zaman…
Yapay bir hayatı kabullenmek insanın varoluşuna biçilen en ağır cezaydı!
Hiçbir zaman anlayamayacağım, hayatın neresinde pes ettiğimi benimle birlikte çürüyen her şeyden binlerce özür dilerim.
Yeterince görmek, anlamak, yerinde olmak yetmiyor… Tüm olumsuzluklarla kan bağınız oluşuyor…
Gönlünüzdeki nehirden bir avuç su almakla, bütün bir evrenin yükünü kaldırmış sayılmazsınız…
Biraz puslu olsa da, ara sıra gittiğim yerler var ve bu kendimden kaçmanın gerçekliğini değiştirmeyecek biliyorum. Uzun yolculuklar beni en sevdiğim mevzilerde terk edecek. Çünkü insanın yolculuğu kavgasının bittiği yerdir. Omzuma çökmüş metalik bir gök kadar yorgunum ve çarelerim çaresizlikle keşifte…
Birkaç hayat yaşadığınız zamanlar, hangi karakter olacağınızı bir türlü kestiremezsiniz, içinizdeki iyi şeyleri onaran bir etken vardır ve sizi zincirlerinizden kurtaran bir güç. Herkesin kaderinden pay alma duygusu, sizi yeterince bir "insan" yapar…
Yüreğime karşılık bulan her şeyin kaderiyim ben… Ya siz?