Bir Ergenin Vesikalık Resmine

CAFER TURAÇ
Bir Ergenin Vesikalık Resmine
 
sesimin eskisine çarpıyor hüzün
çocukluk ve ergenlik kuytularını yokluyorum biriki
biriki bakıyorum gökyüzünü gagalayan kuşlara
tırnak içinde sancı ve sıkıntı alıntıları
akşamın sırlı kümbetindedir hâlâ
biz öyleyse danışıksız yaşam kurbanı
ağızları çaputla sıkılmış onikilik süvariler
faytonlara kamçı tadmaya çabuk 
bir kentte sıcakların hürriyet diye öpüldüğü
turuncun ve portakalın gözümüze kaçan sinirini emerek
kaç yaşa boyun büktük, kaç damaşağı sarktık
afişlerin o horlayan şavkıyla irkildik
ki saman sarısı dünya
ya karıncalar yürümüştü
bir belaya rastlarcasına falıma çıkardı turgut reis
babam, bulantı ve aşk talanlarıyla
havadisler dinlerdi fabrika dönüşleri ve günler günler
acıya ödenen nafakalarla gelip geçerken
anam çaylar demlerdi ağıtla
işte o yaz
komşumuz Hacer Hanım ve abim tommiks
toprağa gömüldüler.
 
ve ben aynı anda uzanır tutardım topuklarını
uzanırdım topuklarına düşen ışığı, oyalanırdım.
aynalara çıkardım, bir sivilcenin üstüne giderdim en fazla,
usuma damlayan hırsla
mektuplar yazardım, bir kırkahvesinde
akasyalar açardı bahrinin ellerinde, ağlardım.
ağlar ve sur gölgesi düşen parklarda, şükrederdim Allaha.
 
sesimin yenisinde gölgeli bir aşk
iyi denizler bile kandıran
yani bir huy gibi gelişen bende
şu vakitsiz ve gürültülü yaşamak,
yani gizli yerlerime değmesi lodosun.
hüznüme çarpması eski tanıklarımın
demek ki derin ve silah tanıklarımın
suçları da bağlarmış insanı hayata,
ah canyolcum,
demek ki manşetlerde
bütün cinayetlerin en kralı
geceleyin açan fesleğenlerin o dirimsel kokusuyla
koltukaltlarıma yürürken bahar
anlıyor musun? baharda öldürülen kuşları
ve seni bana anlatan çerçi
birçok şey söylediler, yorgun ve halsiz
ah conyolcum,
gömleğime son kez düşen kaygım
aç alnımın sayfasını
buradalar
soy hırkanı gidelim
ah canyolcum,
madem ki yol uzun
ve madem ki aynı şehirdeniz
 
 
 
26 nisan1984
 
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir