HARUN KAYA
Kursakta Kalan Uzun Bir Koşu
Ben kaldıramam
Hâller seyyahı kalbim
Çalkalanıverir birden
Darlanır muhakkak sadrım
Dilim tutulur, gönlüm kararır
Sinem vaveylası tutar gözlerimi
Tutar getirir gurbetini ağyarın
Küfrünü, iptilasını, zulmetini…
Ben kaldıramam
Akıllarım esbabı kopuverir
Firar eder sabrım
Şükür atım zayıflar muhakkak, topal düşer
Tanıklığım çekilir afaktan
Hürriyetim köle düşer ortasında sahramın
Başlar içimde kaynamaya tandır…
Ben kaldıramam
Dağılıverir kararım
Sünepe olur düşerim kendimden
Düşerim gözlerinden
Kimseler bakmaz yüzüme
Diri diri girerim mezarlara
Ölüm çıkar da çıkmaz ruhum
Çıkmaz bu dört duvar arasından…
Ben kaldıramam
Unuturum sonra anamı
Birden Yakup gözü olur gözleri babamın
Sonra bin kuyu düşer de içime
Düşerim kuyularına sebepsiz
Tabirlerim çekilir rüyalarımdan
Üç acı düşer sabilerim üstüne…
Ben kaldıramam
Kavâmım kimyası ifsâd olur
Küçülür gözümde ab-ı hayat
Varlığım tuğyan eder kulluğuma
İttigâ esvabım yırtılıverir
Kaybolurum muhakkak ve fakat
Buna aldırmayabilirim
Çerağım söner de bulamam ellerini
Gayrısı gelmiyor aklıma…
Ben kaldıramam
Uyur kalırım sonra
Namazım geçer, gider
Uzar gider saçlarım peşi sıra
Alnım kirlenir, aynım kirlenir, kirlenir aynam
Göğe bakarım durup dururken
Şehirde yaşayamam, sığamam köye
Koşmak isterim meselâ
Korkarım, utanırım, koşamam
Kursağımda kalır uzun bir koşu
Nefessiz düşerim kıyına cânâ
Nefessiz düşerim kıyısına Nehâr'ın
Ben kaldıramam.