İSMAİL GİRAY
Gece Sesleri
Saat: Gece. Vakit: Durgun…
"hayır diyordu bir dağ köylüsü / hiç bir şey için geç değil/ ve geç değil bir şey için hiç bir şey*”
Dağ köylüsünün cehaletine aldanma Şair. Kabul et; hiç bir şey için yapacak bir şey yok!
"Kirli kentte otogar camiinin avlusunda / Kırıldı umudumu dizdiğim tespihim**"
…
"Ruhumuza yazılanın adıyla / Bir tespihe dizilenin adıyla / Diriliyor hücrelerimde bahar***"
Demek ki tespihin hiç bir suçu yok!..
Gemilerim yandı. Yüzmem yok. Bu bir ateş denizi!
Hüzne gömülünce bütün şiirleri ve şarkıları senin için söylenmiş sanırsın. Oysa hissetmeliydin tek notalık, tek kelimelik değerinin olmadığını. (Hüzne de bu yüzden düşmedin mi zaten?)
Dîl kahırlanmışsa el nasırlanacaktır. "Vur kazmayı dağa Ferhat****"
Asıl; uyanamamak korkusuyla yattığın uykulardan uyandığın vakit yaşadığın baş çatlamaları öldürecek seni!
Her şey bir estetik dâhilinde olmalı. Sevinç de hüzün de. Mesela kahkaha atmak yerine tebessüm etmeli, feryat koparmak yerine sessizce ölmeli!
Aforizmik aldatmacaların ve demagojik safsataların uzun vadeli çözdüğü hiç bir şey yok. Anlık baş döndürmelerinden öteye geçmiyor hiçbiri.
Susmak bir "tercih" değil; "mecburiyet" meselesidir.
Ve şiir en güzel isyandır bilene!
Hala içini kemiren bir umut varsa; yürümeyi hiç bilmesen de koşmayı murad edersin… Öyle yakıcıdır bazı bekleyişler.
Acıya düşünce herkes acısını tasvir eder. Ama çıkış yolunu kimse tarif edemez.
Ve sonra saat; hep gecedir. Vakit; geçmiştir ama zaman durgundur…
“dayan İsmail
bu gece nasibimizde dayanmak var*****”
___________________________________________________
* Yalan, İbrahim Sadri
** Sana Onları Adayacağım, Mustafa İslamoğlu
*** Sesler ve Adımlar, Nurullah Genç
**** Nakarat, Necip Fazıl Kısakürek
***** Yok İsmail, İbrahim Sadri