Altında İmzası Olan Şaire Ait Olmayan Şiirler ve Ötesi

İSMAİL GİRAY
Altında İmzası Olan Şaire Ait Olmayan Şiirler ve Ötesi
 
Bazı yazar ve şairlerin isimlerinin yanlış yazıla yazıla doğrusunu unutturduğu uzun yıllardır bilinen bir gerçektir. Örneğin; Oktay Rifat’ın, soyadının Horozcu diye bilinmesi… Oktay Rifat’ın soyadı Rifat’tır, sadece Rifat (“ı” ile de değil “i” ile: Rifat). “Horozcu” ise nereden geldiğini pek kimsenin bilmediği, ama şairin “Horozcu” olarak anılmasının da önüne geçilemediği bir uydurmadır. Metin Celal’in Dr. Selahattin Tuncer’in bir çalışmasına dayandırdığı bilgiye göre de; TCDD Basın Müşaviri şair Mehmet Aycı, Rifat’ın TCDD 1. Bölge Müdürlüğü’nde uzun yıllar avukatlık yaptığını, dosyasındaki belgelerde de adının “Ali Oktay Rifat” olarak geçtiğini belirtmiştir…*
 
Şimdilerde ise bazı şairlerin hiç yazmadıkları ve yaz(a)mayacakları şiirlerin, sosyal medya marifetiyle şahıslarına mâl edildiğine üzülerek tanık oluyoruz… Kim bilir, belki, farkında bile olmadan bu uydurmacı akıma destek oluyoruz.
 
Güzel bir söz karşılığında “beğeni”  toplama ve akabinde “fenomen” olma hastalığı sınır tanımaz bir virüs gibi hayatın her alanını kapladığından beridir, bu dünyadan çoktan göçüp gitmiş bazı şairlerin bambaşka bir üslup ve yazım şekliyle hayatımıza “geri döndü”ğüne şahit oluyoruz! Aslında kimin yazdığını bilmenin pek de mümkün olmadığı ama altında ülkenin en önemli şairlerinin imzası olan bin yığın cümle ve şiir, sosyal medyada önlenemez bir şekilde yayılmaya devam ediyor. Bu önlenemez dolaşım, kimilerince önemsenmese de oluşturduğu tahribat açısından can sıkıcı boyutlara ulaşmış durumda. Örneğin; Can Yücel’e ait sanılan “Her Şey Sende Saklı” isimli bir şiir, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2013-2014 eğitim-öğretim yılı için 10’uncu sınıflara dağıttığı “Dil ve Anlatım” kitabında yer almıştı!**
 
Can Yücel’e isnat edilen şiirlerin sayısı bugün itibariyle yaklaşık 50’yi bulmuştur… Bu fahiş artışı engellemek ve dolaşımdaki mevcut şiirlerin Can Yücel’e isnat edilmesinin önüne geçmek isteyen Prof. Dr. Semih Çelenk, ilk olarak 2013 yılında, bu tür şiirlerin listesini çıkarmış ve tam 31 şiir tespit etmiştir. Daha sonraki yıllarda ise bu sayı artış göstermiş, Prof. Çelenk listesini güncellemiş ve Can Yücel’e ait olduğu iddia edilen şiirlerin sayısının 43’e ulaştığını söylemiştir.***
 
Yalnız Can Yücel ile sınırlı kalmayan bu şiir yakıştırma akımından Necip Fazıl, Mevlana ve Abdurrahim Karakoç gibi isimler de nasibini almıştır…
 
Geçtiğimiz yıl; (her sene kendi uhdesinde düzenlenen) “Necip Fazıl Ödülleri”nde, Ahmet Mahir Pekşen’e ait bir sözün altına Necip Fazıl’ın imzasını atarak tepki çeken Star gazetesi, bu sene de Abdurrahim Karakoç’a ait bir şiirin altına Necip Fazıl’ın imzasını iliştirerek, önceki yılki yanılgısını tekrar etti ve yine tepki topladı… Bu yanlışlığın (yanlışlıkların) kasten değil sehven yapıldığı muhakkak. Çünkü yukarıda bahsini ettiğimiz üzere bu tür vahametlerin yaşanma sebebi sosyal medyanın önlenemez (doğru-yanlış ayırmaksızın) yayma gücüdür. Nitekim Star gazetesinin sürmanşetinde yer verdiği Abdürrahim Karakoç’a ait olan o dizeler, birçok platformda Necip Fazıl imzasıyla dolaşıyordu nicedir.
 
Gerek şiirler olsun, gerek kısa cümleler olsun, altında imzası bulunan şaire ait olmayan bu paylaşımların birçoğu, şairlerimizin edebi üslubuyla, hayat görüşüyle sanat anlayışla taban tabana zıtlık oluşturmaktadır. Edebiyatla yakından ilgili olanların bu yakıştırmaları fark etmeleri fazla uzun sürmese de paylaşılıp, çoğaltıldıkça birçok insanın,  “doğru” diye kabul etmesine neden olmaktadır. Böylesi yakıştırmalara maruz kalan şairlerimizin vefat etmiş olmaları, onları, bu tür şiirleri “ret” hakkından da mahrum bırakmıştır. Tıpkı Prof. Çelenk’in yaptığı gibi, birileri, bu meşakkatli yükün altına girmeli ve titiz bir çalışmayla diğer şairlerimize yakıştırılan şiirleri de tespit edip, insanları bu tür yanlışlıklara sahip çıkmak gafletinden men etmelidir.
 
Ders kitaplarımıza girmesinin önüne geçemediğimiz, gazete manşetlerine taşıdığımız bu elim vaziyet, daha hazin sonuçlar doğurmadan, gerekirse “farkındalık kampanyaları” ile desteklenerek sona erdirilmelidir. Aksi takdirde yanlış imzalı şiirler, daha büyük yanlışlıkları beraberinde getirecek; Can Yücel’in, “türbesi”ni ziyarete giden insan sayısı, tıpkı şahsına isnat edilen şiirler gibi katlanarak artacaktır!**** Mevlana’nın sözlerinin altına onun imzasının atılmasından ya da belli bir kesimin onu “Can baba” diye anmasından da kaynaklanabilecek bu vahim durum, neresinden bakılırsa bakılsın acınası bir bilgisizlik içermektedir!
 
* Celal, Metin. «Oktay Rifat’ın ‘Horozcu’luğu.» Cumhuriyet.com.tr. 28 05 2014. http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/76375/Oktay_Rifat_in__Horozcu_lugu.html (11 11, 2017 tarihinde erişilmiştir).
 
**  Köse, Türey. «'Can Yücel görse kahrolurdu'.» Cumhuriyet.com.tr. 17 08 2014. http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/yasam/106743/_Can_Yucel_gorse_kahrolurdu_.html (11 11, 2017 tarihinde erişilmiştir).
 
***  Şen, Banu. «Can Yücel şiirleri diye paylaşılanlara dikkat!» Hurriyet.com.tr. 12 08 2017. http://www.hurriyet.com.tr/can-yucel-siirleri-diye-paylasilanlara-dikkat-40547822 (11 11, 2017 tarihinde erişilmiştir).
 
****Hürriyet. «Datça Belediyesi'nin Can Yücel isyanı…». 24 07 2017. http://www.hurriyet.com.tr/datca-belediyesinin-can-yucel-isyani-hic-olmazsa-googlea-bakin-40529060 (11 11, 2017 tarihinde erişilmiştir).
 
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir