HARUN KAYA
Gece Toplanması / Sıfır İki
Basri Akdemir’e
Ordularım Leylâ
Ordularım hakkında şikâyetler alıyorum
Etrafı ifrat yürüyüp pervasız
Rahatsızlık vermesinler diye âdemoğullarına
Bir büyük gece toplanması salık verdim
Ulaklar gönderdim, ordularım otağına
Saat sıfır iki
Güneş orduları henüz
Fethe çıkmamış karanlığı
Zulmetlidir enfûs, ufuklar zifîrî
(Fecir öncesi Leylâ, neden böyle hep zifirî)
Bu nefes alınamayan çekişmeler vakti
Hangi kâfir yüzünün bakiyesidir
Ceyş'i şeyâtîn baskınları demi midir gece
İnsanlar otel odalarında can çekişiyorlar
Bir Âdem bir Yûsuf giydiriyor melâlî
Ölüp ölüp diriliyor koynumda bahar
Leylâ!
Hani şu gözlerini kapayan adam var ya
O adam değil, şarklı bir çocuk
Telden ve yaydan mâhur makamda nevâî
Kor düşürüp yandırıyor yürekleri
Ve garbın gelini Nina
İnliyor hercaî muhitlerde suzinak
Bir bak Leylâ bir bak
Bir duy hâlî hâllerimi itminandan nicedir
Bir de şu feminen sesli çocuk
Doğuda doğmuş, belli, batıda ölecek
Neydi adı? Tamam bildim…
Acı kök tadı sinmiş avazıyla
Müzekker çığlıklar zerkediyor geceye
Gel Leylâ gel
Gel de gör zâyi hâllerimi ziyâdan nicedir
Birazdan Leylâ, insanlar birazdan
Daha çok insan olacaklar
İşte topladım kendimi
Dört iklim, sekiz cihet ve geceden
Libas bildim de giyindim
Tek celsede ak göyneğim
Geceydi, görmedi kimse…
Sonra çıktım meydanına fuad yurdumun
Bir görsen Leylâ, kırk beşlik namlu gibiydim
Hazırdım ıslak, kara yaslar sunmaya
Sonra gördüm hâllerini ordularımın
(Görmez olaydım) Nedense üşüdüm birden
Lerziş gördüm tümenlerim erlerini…
Sus ey tân eden sus!
Saf saf safiyet gördüm altında gecenin
Nâra Leylâ
Acı nâra bıraktım ortasına leylî
Titredim ve titrettim hassalarım yüreğini
Zühre bile titredi…
Şimdi biraz ara vermeliyiz sanki
Acılarım yamacına sancı, pek yaman düşüyor.