CAFER TURAÇ
Yorgun
eskidik bir çingenenin gözardı küpelerinden
sen kolunu sıvayıp ölüme ayrılırken
kuru bir dal gibiydin
sonyaza ulaşan mavi görüntülerden.
sendin ikinci bir sese bürünüp,
sarsak bir akşamüstü, köprülerin can alan balkonunda
kulaklarıma kanser ve tramvay yorgunlukları gibi
yağız bir yağmura tutunarak gelen, sendin
ve doldu boşaldı sefertaslarının ve kışlaların hüznü
gözlerin acıyı eşkıya gibi sevdi
yerin sonradan kimi kadınların konuştuğu
dil burkulması bir şey
takma diş ve ceket eskisi.
sendin pencere pervazlarında rüzgârı ağırdan alıp
kopuk bir türküye dönüştüren;
“ben ölürsem…” deyişi görkemlidir garibin
ama fabrika ölmez
ve sen, durmadan iyiliğini söylersin kardeşliğin, enginliğin…
işte eskidik, kırık bir hergelelik içimizdeki
sen kolunu sıvarken ölüme, ölmüştük, iyi ki
12 eylül 1983