Warning: Attempt to read property "post_excerpt" on null in /home/asanatlar.com/public_html/wp-content/themes/sahifa/framework/parts/post-head.php on line 73

Anjelika Akbar’ın Müzik ve Türkiye Sevgisi

Ünlü Besteci ve Piyanist
Anjelika Akbar’ın
Müzik ve Türkiye Sevgisi
 
Ünlü besteci ve piyanist Anjelika Akbar, müzik ve Türkiye sevgisini anlattı.
 
Ünlü besteci ve piyanist AnjelikaAkbar, Türkiye'ye âşık olduğunu söyleyerek, "Bu bir aşk hikâyesi benim için. Ben çok ülke gördüm ama Türkiye'de çok özel bir şey var benim kalbime dokunan. Herhalde o beni kendine âşık etti." dedi.
 
Annesinin koro şefi ve piyanist, babasının ise orkestra şefi, aynı zamanda felsefe profesörü olduğunu ifade eden Anjelika Akbar, "Ev müzikle doluydu. Birçok müzik enstrümanı vardı. Bütün sanatlar ve felsefe de vardı. Yani bir müzisyenin gelişmesi için bence en uygun altyapı bulunuyordu. Bütün bunların benim için bir şans olduğunu düşünüyorum." dedi.
 
Konservatuar eğitiminin ardından yüksek lisans ve doktora yaptığını sözlerine ekleyen sanatçı, eğitimin bitmeyeceğini söyledi."Müzik sonsuz bir şey. Müzik öyle büyük ki biz sadece onun mütevazı bir sözcüsü olabiliriz hepimiz." diye konuştu.
 
"Aşk varsa gerisi gelir"
 
Anjelika Akbar, her fırsatta piyano çalmaya devam ettiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
 
"Çok derin bir aşk lazım. Aşk varsa gerisi gelir. Çalışma da ilham da güç de gelir. Ama aşk yoksa o zaman yapay, yüzeysel olur. Tam olarak gelişmez. Buna inanıyorum. Çok çalışmak elbette şart ve buna hazır olmak lazım. Ama dediğim gibi bunca yorgunluğa ve çalışmaya rağmen aşk varsa yorgunluk hissetmiyorsunuz. Ben oturup 4-5 saat hiç durmadan piyano çalabilirim. Ne yorgunluk ne de başka problem hissederim. Dünyayı unuturum o sırada. Tabii ki çalışmak lazım ama çalışmak ikinci planda geliyor. İlk önce aşk ve samimiyet lazım."
 
"Benim içimi titreten bir durum var burada"
 
Piyanist Akbar, o dönem yazdığı mektupları "İçimdeki Türkiyem" kitabını yazarken Rusça'dan tercüme edip kitaba eklediğini söyleyerek, "Orada şelale gibi akan Türkiye'ye karşı duygularım zaten çok net olarak görünüyor. Bu da bir aşk hikâyesi benim için. Ben çok ülke gördüm ama Türkiye'de çok özel bir şey var benim kalbime dokunan. Herhalde o beni kendine aşık etti." değerlendirmesinde bulundu.
 
Türkiye'de kendisini yabancı hissetmediğine dikkati çeken Akbar, şunları kaydetti:
 
"Ben aslında buraya attığım ilk adımdan itibaren yabancı değilim. Bana kitabımın isminin neden 'İçimdeki Türkiye' değil de 'İçimdeki Türkiyem' olduğunu sordular. Ben dedim ki, o 'm'yi yazma ihtiyacı hissetmeseydim ben bu kitabı zaten yazmaz ve bu ülkede de kalmazdım. Benim içimi titreten bir durum var burada. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, ailem bütün dünyada başkentlere yerleşti. ABD, Avrupa, Avustralya ve aklınıza gelecek birçok ülkeye gittiler. Klasik müzik anlamında da çok daha elverişli ülkelere gittiler. Beni defalarca çağırmalarına rağmen, “Hayır, benim yerim burası” dedim."
 
Anjelika Akbar;1969 yılında Kazakistan’da, müzisyen ve filozof bir baba ile müzisyen bir anneye sahip olarak dünyaya geldi. 400’den fazla bestesi bulunan Anjelika Akbar, 2,5 yaşında nota biliyor ve piyano çalabiliyordu.  4 yaşındayken Mutlak Kulak yeteneği fark edilen Anjelika Akbar, Moskova Çaikovsky Devlet Konservatuvarı öğretim üyelerinin dikkatini çekti ve konservatuar bünyesindeki harika çocukların okuduğu okula kabul edildi. Eğitimine okulun Taşkent şubesinde devam etti. (Üstün yetenekli öğrenciler için 11 yıl eğitim veren Uspensky Devlet Müzik Okulu). Okul öğrencilerinden dünyaca ünlü Alexei Sultanav ve Stanislav Yudenich gibi, Anjelika Akbar da en iyi öğrenciler arasında yerini aldı.
 
11 yıl süren piyano ve bestecilik eğitimini tamamladıktan sonra, 5 yıllık eğitim göreceği Taşkent Devlet Konservatuarı’na başladı. Prof. Berlin ve Prof. Yanof-Yanovsky ile beste ve orkestrasyon; Prof. Pluşenko ile piyano ve ünlü organist Doç. Levina ile de Org çalışmaları yaparak eğitimini tamamladı. Rusya Besteciler Kurulu, Anjelika Akbar’ı ‘’En İyi Genç Besteci’’ olarak seçti.
 
Bestecilik ve Orkestra Şefliği yüksek lisansını UNESCO üyesi olarak geldiği ve sonrasında da yerleştiği Türkiye’de, Hacettepe Devlet Konservatuar’ında Doç. Turgay Erdener’in sınıfında tez konusu seçtiği Rus besteci A. Skriabin’in ’’ Seçme Piyano Eserlerinin Armonik, Melodik,Ritmik,Biçimsel ve Felsefik açıdan Analizi’’  ile  ve bestelediği “Senfoni No.1” ile tamamlayarak ’’Sanatta Yeterlilik Derecesi’’ (Doktora) almaya hak kazandı.  Anjelika Akbar ayrıca Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın ilk kurucu öğretim elemanı oldu.
 
1993 yılında Türk Vatandaşlığına geçen Anjelika Akbar’ın  10 tane albüm çalışması vardır. 1999 yılında kendi prelütlerinden oluşan ilk albümü ‘’Su’ çıktı. 2002 yılınında çıkan Vivaldi’nin ‘’Dört Mevsim‘’ keman konçertolarının dünyada ilk kez solo piyano uyarlaması, Sony Music International etiketiyle çıktı ve Sony Classical kataloguna girerek, bu katalogdaki ilk Türk Klasik Müzik albümü oldu. 2002 “bir’den Bir’e” isimli albümünü çıkardı. 2003 yılında çıkan ve Bach’ın eserlerini Doğu enstrümanları ile harmanladığı ‘’Bach A L’ Oriantale‘’ albümü için “Bu bir müzik deneyi değil, çağın ihtiyacıdır. İnsanlar birbirileri ile kucaklaşmadan önce müzikleri kucaklaşsın istedim…” diyor Anjelika Akbar.
’Bir Yudum Su‘’ isimli albümü 2005 ;“;“Raindrops by Anjelika” albümü 2009;“İçimdeki Türkiyem” albümü ise 2010; “Likafoni” albümü 2011 yılı Şubat ayında; Beni Unutma Filmi için Anjelika Akbar tarafından yapılan “Beni Unutma Orijinal Film Müzikleri” albümü 2011 yılı Kasım ayında çıktı. Son olarak Şener Şen'i 7 yıl aradan sonra izleyicisiyle buluşturan, Yavuz Turgul'un yazıp yönettiği 'Yol Ayrımı' filminin müziklerini yaptı.
 
10. Uluslararası CRR (Cemal Reşit Rey) Piyano Festivali açılış konserinde kendisine ait “Sevgi Çemberi” adlı ‘1’ no’lu Piyano Konçertosu’nu Şef E.G.Yaşlıçam yönetiminde dünya prömiyeri olarak seslendirdi. “Kutsal İmler” isimli Senfonik Orkestra ve Hint Enstrümanlar Grubu  için bestelenmiş Senfonik Şiiri, AKM’de Antonio Pirolli yönetiminde dünya prömiyeri olarak seslendirildi. Şef Rengim Gökmen yönetiminde “Güneşin Doğduğu Ufuk” isimli Atatürk’e ithaf ettiği bestesi ‘Senfonik Orkestra ve Piyano için Rapsodi’ ise İzmir’de dünya prömiyeri olarak seslendirildi.
Senfonik Orkestra ve Oda Orkestrası ile koro, piyano ve diğer enstrümanlar için  bestelere sahip olan Anjelika Akbar, Rusya, Fransa, Almanya, Baltık Cumhuriyetleri, Orta Asya, Hindistan, KKTC, Katar ve Türkiye’de sayısız konserler verdi. Piyano için bestelediği 12 eserden oluşan, ’’Gençlik Albümü’’ (Anjelika Akbar- Rosenbaum Album Pour La Jeunesse) EMR Paris tarafından 2006 yılında Fransa’da nota olarak yayınlandı. Anjelika Akbar ayrıca pek çok ulusal ve uluslararası ödülün de sahibidir.
 
Anjelika Akbar’ın müziği için Besteci Ali Darmar şunları söyler: ‘’Son derece lirik, mistik ve melodiye bağlı, kozmik kökenli bir felsefeyi takip eden ve eserlerinde bunu bariz bir şekilde belirten yapıya sahip bir müziği var. Eserin içeriğine uygun olan bütün teknikleri (zaman zaman tonal, atonal, modal) kullanabilen biri kendisi. Eserlerinde genellikle ritim olarak poliritmik bir yapı baş gösterir…“
Anjelika Akbar evli ve iki erkek çocuk annesidir.
 
Anjelika Akbar'ın "Yol Ayrımı" Film Müzikleri
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir