AYŞE ŞENER
Öteki Sensin, Beriki O
“Hüzün mü? Hepimiz için kederlenmek. Sonumuz nee olacak? Sorusunu sorup durmak ki önümüz güzel olsun kaygısıyla yaşamak. Hüznümü dağıtmak istemem. Fakat neşemi saçmak savurmak isterim. Dağlara, taşlara… Betona, caddeye, kaldırıma, kaldırımda oturana, üşütecek olana daha fazla oturursa…
Toplumsal dertlere odaklandıkça şahsi yoksunluklar unutuluyor. Oh olsun! Kendimize sıra gelmiyor. Hep en arka sırada kalıyoruz.
Toplum… Diğer, başkası, öteki sırayı kaptığında hiç kavga çıkarma!
Hep arkada kal!
Bir zaman sonra göreceksin ki bir kapı açılacak. Rabb seni gizlice en öne alacak, kendinin en önüne. Yani içine illa neşe bırakacak… “İlla” diyor alnı çizili bir koca kitap. Dili gönülce. Dudağı bal. Damağına hikmet sürülmüş.
Yoksa inanmıyor musun?
“Aynı gemideyiz.” Diyor, 632’de dünyaya atanmış çöllü bir öğretmen. “Suyu almak için delerse kamaradakiler, onlara engel olmayan güvertedekiler de batar.” Yani sadece gemiyi delenler değil, delinmesine engel olmayanlar da… Batar. Diyor.
Herkes bağırıyor farklı seslerle. Mefhumları muhalif olmuş cümlelerle…
Dünya nereye?
Sen nereye isen dünya da oraya
Ne olacak bu memleketin hali?
Senin halin ne olacaksa onun a hali o olacak!
Yarından kaygılıyım.
Bugün, burada sen varsın. Ve bugün yarını hazırlar. Yani sen hazırlarsın!
Yaşadığımız çağ çok kötü.
Bir tek sen çok iyisin!
Çok zor zamanlardayız, çokk…
Zaman içinde yaşayan faillerin çocuğudur.
İnsanlar çok kötü.
Kalabalık kötülerin içinde bir sen iyi olarak kalmış olmalısın.
Ahlaksızlık çoğaldı.
Ahlaksızlık yapıyorsun…