Şimdi Öl-Ol Ayakta!

AYŞE ŞENER
Şimdi Öl-Ol Ayakta!
 
Biz Dost ile ozanca atışırız zaman zaman. O dedi ki “Namaz dinin direği” Ben de dedim; ahlak da dinin yüreği… Gülümsedi. Siz görmediniz. Siz suratı asıklar topluluğu hiç görmediniz gülümseyen o güneşi…
 
Onun üzerine yazdım işte. Buyrun;
 
Hayatın uzanıp gitmesiyse zaman, zamanın ayağa kalkmasıdır namaz. Hayatın direğidir. Verilen kısıtlı sürede olmanın, olgunlaşmanın durakları. Duruşları belirleyen duraksamaları.
 
Zamanı Yaratan’la bölüşmek istersen kalk ayağa. Değerlere eğil sonra. Daha da eğil. Yalnızca O’nun karşısında… Dosdoğru olmaktır eğilmek… İşte tam böyle.
 
Akışa birkaç kere dur demek. Durdurmak geçeni. Hayır demek. Kendi istediğin gibi geçmeyeceksin öyle gelişi güzel. Benim istediğim gibi geçeceksin demek. Hayatı öncesinde ve sonrasında  Allah’la  değerlendirerek yaşamak için.  Namaz…
 
Zamanı böldüğünde onu durdurma imkânını elde edersin. Paşa gönlü bilir. İsterse durmasın. Umurunda olmaz artık senin. Zamanı tutuklamışsındır bir namazlık üstünde. Varsa cesareti geçsin. İyi bir şey yapıyorken öyle geçip gidemez o. O da O’nun kuludur.  İyiliği sever. Olması için acele eder. Gerçekleşinceye kadar sıkılmadan bekler. Vallahi… İyiliğe harcandığında kalır. Hem de en geçmeyecek geleceklere. Yarınlara… Yarından sonralara…
 
Namaza durur zaman da… Tren durur, vapur kıyıda çırpınmaz, deniz dalgasızdır, martılar uykuda, karıncalar hazır olda, kargalar ciddi, ambulanslar sessiz şifada, sokaklar boş, trafik akıcı, müşteri yok, misafir yok, çocuklar tok, cüzdan dolu, ev sıcak, baca dumanlı, gök mutludur  namaz sırasında. Dünya, içindeki her şeyi uyutmuş bir beşik gibi sallanmaktadır. Bir sen kalmışsındır böylesine ayakta. Seccaden uçuşa hazırlanmaktadır. Ya da merdiven gibi basamaklanmaktadır yukarı doğru…
 
Her şeyiyle arkanda kalır dünya. Bırak korna seslerini, paranın kirini, faturanın acımasızlığını, insanın hayvanlığını, vitrinlerin davetini, ekranların çığırtkanlığını, beklentileri, borçlarını, alacaklı olduğunu, ne yiyeceğini unut bir an. Sorumluluklarına daha iyi dönmek içindir bu. Daha akıllıca dönmek içindir bu gidiş… Seni sana unutturan hayatı at bir süreliğine arkana.
 
Şimdi öl ayakta!
 
Bütün olumsuzlukların uzağına düş. Alnın yere vurulsun. Şimdi ol sen ayakta…
 
Kaç kez gerçekten kıyama durdun?
 
Ayağa kalkmak iyi ve güzel olmaya karar vermektir. İyilik adına sorumluluk almaktır. Yozlaşmaya başkaldırmaktır. Kötülüklere ayaklanmak, isyan çıkarmaktır. Başını kaldırıp O’na bakmaktır.
 
Kıyamda durabilmek güç. Eğmek ister huyu. Önünde eğilinecek değerler ister baş dediğin. Ve ten… Yorgundur hamallığından. Kapanmak ister önünde hakiki Üstünlüğün…
 
Yorma kendini bu kadar… Kıyamına sarıl. Temiz bir toprak parçası gibi serdiğin seccadene düşmekten çekinme öyle… Say ki vuruldun ve düştün. Yoksa sahiden vuruldunda mı düştün?
 
Hayat yordu işte seni. Dinlen biraz.
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir