MEHMET BAŞ
Şairlerin Yarası
Düşlerin ummanında bir kar gibi ellerin
Önünde duramadım firkat denen sellerin
Bir kar gibi eridim dağların beşiğinde
Senelerce bekledim günlerin eşiğinde
Gölgesinde uyurken bir tükenmez melalin
Düşlerin çöllerinde bir seraptı hayalin
Ulu bir ağaç gibi derindeydi köklerin
Sendeydi emaneti şu masmavi göklerin
Döküldü yapraklarım bin bir dallı çınardan
Yaralı ceylanların su içtiği pınardan
Irmak olup akarken aşkla doğan gözeden
Sardı içimi hüzün bir yaralı gamzeden
İkindi gölgesinde büyüdü öfkelerim
Yıldızlarla dokundu masmavi ülkelerim
Boyadım karanlığı ışığıyla zührenin
Gülüşüyle ısındım bir incecik çehrenin
Bir tabir gerekir mi güllerin rüyasına
Gayri ferman işlemez gönlümün sevdasına
Hüzün bulutlar gibi geçer durur içimden
Takvimlerin suçu yok şu zamansız göçümden
Hangi ilaç dermandır boynu bükük âşığa
Demli çaylar misali dans ettirir kaşığa
Gazel döktü bağlarım mevsim kışa dönerken
Gönlümü saran ateş vakitsizce sönerken
Biçildi can harmanı susmak yaraşır bize
Bulanık nehirlerde karışırken denize
Kırıldı gonca güller kapandı aşkın çağı
Kuruldu dört bir yana iblislerin otağı
Şairlerin yarası artık kimin umrunda
Garip garip gezerken kendi ata yurdunda