CUMA KARAARSLAN
Aşka Sonsuz Bir Hicret
Yıllarca yalnız kaldım kalabalık dağlarda
yenik düştü hayata ömrümün her isyanı
akamadım bir kâğıt gemi gibi sularda
bir efsane sevdayla süründürdüm bu canı
Sokağımın loş ışık salan çılgın sesiyle
bulsa yazılmayanı artık yılgın yüreğim
bekliyorum telaşla ve bir sabah sisiyle
dolsun diye sevinçle artık kırgın yüreğim
Belki bir gün ansızın düşer göğsüme her şey
nice zindandan geçtim nice heyelandan hey
Gönlümde deli Dicle aklımda asi Fırat
beklenen gelir elbet bahar düşer sulara
yeniden coşar kalbim coşar yeniden Murat
başlarım şarkılara yaramı sara sara
Değişir bozuk devir gül çağına gün açar
yakarım sevgilinin gelişine ateşi
uçurumlarla dolu kalbimden kuşlar uçar
şiirler söylerim can işi canan işi
Belki o gün ansızın bir bir yakılır her şey
aşktan başka ne varsa bir bir yıkılır hey, hey
Ben ki deli suların kıyısında durmuşum
kanatları yorulmuş solmuş kelebek gibi
kendimi sorularla hep yollara vurmuşum
sevdiğim bir yerlerden çıkıp gelecek gibi
Varsın kum saatine bağlı olsun bu ömür
ben zamanın önünde koştum bir ömür boyu
yâr kıyamet erteler, yaşayan bir gün ölür
hep ayrılık, yoksulluk zalım dünyanın huyu
Belki bir gün ansızın hep haram olur her şey
kapışır yokluk varlık son kıyam olur hey, hey
Bir çat kapı girişi olsaydı keşke göğün
tekrar etmeden koşmak olsaydı uzaklara
can yine aşk arıyor, kararıyor yine gün
bir kaybetme korkusu karışıyor efkâra
ne yeni başlangıçlar ne cehennem ne cennet
kusur ve günahlarla araflarda dirildim
her sabah yeniden yokluyor beni cinnet
aşka sonsuz bir hicret neymiş yeniden bildim
Belki bugün ansızın bir veda olur her şey
açılır kapı, sonsuz bir sevda olur hey, hey