MUSTAFA KELOĞLU
Adsız Mezarların Duasız Çocuğu
Ben ki
sesinin yankılarında boğulan
kargışlanan öfkelerin girdabında savrulan
adı yok,
adsız mezarların duasız çocuğu
Gırtlağımda büyüyen sükutu
bir muska gibi takıp göğsüme
sürüyorum adımı meydanlara
günahlarımı sürüyorum
sancılarımı bir daha ve bir daha
Biliyorum çıkmaz artık
hayat denilen çekilişte
amorti bile bana
Kırılganım ama
baş eğmiyorum bahara
göğsümde cenklerden kalma binlerce yara
uyuyorum göklerden gelen karara
Uysalım
uygar bir ejderha
dişleri sökük ama
korkarım çıkamayız bir daha
çiçek kesmiş baharlara
ulaşamayız çünkü kaf dağının ardında
sulha, salaha
Kulağımda sala
dökülüyor her zerrem sokaklara
yani zulmün
işgalin karşı tarafına
çocuklar ölmesin
iyi numara
ölüyor çocuklar oysa
kalmıyor bahara
Sessiz bir sukutla bekliyorum
dilimde öfkenin kelebekleri
kanat çırpıyor maşukuna
kanatlanıyor ebabil kuşları
aklımda ebrehe, Kâbe ve kuşlar
kanatlar kavruluyor
kavuşurken ışığa
Zulme bomba olup düşüyor taşlar
eğilmesin diye başlar
ya Ali, ya Ömer
ya Hakk, ya Kahhar
artık elmalar değil belki ama
çocuklar hep güzel kokar.