HAYRETTİN TAYLAN
Antropolog Hû Perisi
antropolog mecnun’nun kör talihidir, mezopotamya
beraber akalım, talihsizliklerden arınarak basra’ya
lâl duruşları, künyesinden çıkararak gidelim ummana
asur’larca akan fırat’ın dili gibi berrak zamanda kalalım
sınır boyunu geçen, dicle’nin hüzün kitabından çıkalım
kalalım aşka, insanlığa, kardeşliğe Şehrinaz
2…
güler yüzlü güncelerin sorgulayış atlasında beyaz kalalım
sır, sîret, sûret, hizmet sırat’ını geçelim o’ nur mavisiyle
nakışlayalım gül ile suyu aşkla
ç’ağlayalım his ile sisin yağmurunda
nâlekâr olalım, aşk ile aşkın sızısında
hilekâr durumları bitirelim pak gönülle
an-sızın ay yüzün dökülsün leyli kaçışlara
nûn’un dili yazılsın, secili mesellere
noktası kara olan bahtın benini beyaz kılalım
uyur gezer güllerin bikri kırmızılığına sarılsın sırdaşlığımız
bülbüllerin küstüğü gül bayramında, şad olalım şehrinaz
3…
vakilerin iş, aş, eş, aşk yolculuğunda naçar olsun bahtımız
baharın buhurlarına teslim gözlerinde ıslanır vicdanım
alevgîr sızıların dersinde mumyalanır vebalim
berceste kelamın surunu üfler, israfil sensizliğin tabiatında
müsemmâ bir yalnız olurum
soy’adımı çiçekler arasında sabra meyve kıl
güleryüzlü umutlara teslim et yaramı
seversözlü kalışlarla kadim aşkın sırrına karış
büyülü sözcüklerin ab-ı aşkında içir umudu
salına salına yürüt utkunun gül ve cemalini Şehrinaz
4…
ücrâ sözlerin kelam ucunda yakala lisan bülbülümü
vehmi dâneydim, cân-ı cân’dan aşan gül sıratında
fehmi nârdım, dil-i dil’den aşan incelik köprüsünde
gönlü içe içe, acılı, evcil minnetin derslik sözündeydim şehrinaz
5…
evvelden, dile sarılı kelamın selamıyım
kendimi yolladım, bahtın yolculuğuna içi, yaka yaka
kendimi biledim, aşkın keskin uçurumlarında, yana yıkıla
kendime vardım, var olmanın gönül simyasında, bile bile
seni sevdim, kendimi bilmeyerek, kendimden koparak seve seve