KADER KARA
Âşıkane Gazel
Eylülde yıkanmış,
Kırkı çıkarılmamış harflerle konuşuyorum şimdi.
Yüreğime bulaşmış acılara devingen,
Kırgın sözlerle randevum,
Güz olmuş gönlümde…
Şimdi usumdaki sevda kelimelerini kınalayıp,
Tütsüledikten sonra
Düşlerimin katili sana değil,
Esrik sevdama kurban ediyorum.
Hayatın makber sahnelerine savrulurcasına
Amuda kalkmış yüreğim ile
Gönül dilenciliğinden,
Sadaka yerine,
Aşk orucumun kefaretini vererekten gitmeliyim.
Evet mücrimim,
Aşk masalına inandığım,
Aşkını münferit bilip yüreğime soğuk damgayla mühürlediğim için,
Aşk dünyanızda olmayan yerde durduğum için,
Kalbinizin mültecisi olmaya çalıştığım için,
İçimden geçirip eyleme dökemediğim için,
Sadece seni sevip senle kaldığım için,
Ben sadece “çok sevmiştim” diyebildiğim için
Sadece üzgünüm
Ruhunuzdan taşan günahınızı avuçlarınıza doldurup,
Yakanızda taşıdığınız adamlık rozetinizi de alıp
Gidiniz.
Yokluğunuzu varlığıma yamaladım.
Yaşadıklarım yaşımla akran değil,
Lakin sevgim öfkemle yaşıt şimdilerde…
Şimdi sizi kırık kalpler suitinde,
“Şiirinizin ince burcunda”(H.K.)
Yalan imgelerinizle,
Olmak isteyip de olamadığınız yerde,
Payidar yalnızlığınızla baş başa bırakıyorum.