Aşk Kalbi Sevgiliye Ayarlamaktır

MUSTAFA ORAL
Aşk Kalbi Sevgiliye Ayarlamaktır
 
Aşk Noktalama İşaretleridir
 
Aşk sonu ve soru işareti gelmez bir cümledir.
 
Aşk sonu gelmez bir cümledir.
Ezelde başlar, ebede kadar sürer.
Tek noktayı kaldırmaz.
Bütün cümleler üç noktalıdır.
 
Değil mi ki gerçek aşk hiçbir zaman bitmez.
Bu aşkı burada noktalayalım, denilmez.
Zira cümle tek kişi tarafından kurulmaz.
Karşıdakinin durumuna göre şekiller almaz.
Cümleyi başlatan Allah olduğu gibi bitirecek olan da O’dur.
Allah ‘sev’ der sevilir, ‘sevme’ der sevilmez.
Allah “bitti” demeden aşk bitmez.
 
Aşkta soru sorulmaz.
Soru “sorun var” demektir.
Aşk soru ve şüphe kaldırmaz.
Aşk cümlesinde soru işareti kullanılmaz.
 
Aşk virgül, ölüm güldür.
Aşk dediğin bir virgüldür.
Ölüm dediğin Rabbinin kuluna çok özlediğini göstermesi için gönderdiği bir güldür.
Virgülü atacak, gülü verecek, gülüverecek sadece Allah’tır.
Allah’tan başkasından gül beklememeli.
Allah virgülü atıncaya, ölümü bir gül gibi koynuna bırakıncaya kadara virgül atılmamalı. Allah’tan başkasına gül atılmamalı.
 
Aşk şiddeti kaldırmaz.
Ünlemli cümlelere aldırmaz.
Aşk sevgi ve muhabbettir.
Ünlem öfke ve husumettir.
Aşk Allah’ın cemalidir.
Güzel yüzü, sönmeyen sözüdür.
Cemalinin kıymetini bilmeyene celaliyle muamele eder.
Kıymetini bilmeyenin sevdiğini elinden alır.
Cümlenin hiç beklenmeyen bir yerinde ünlemi koyar.
 
Aşk ünlemektir, ünlemli cümleler kurmak değildir.
Sevgiliye sevdiği sözlerle seslenmek, kendine çekmektir.
Ünlem celalli, sert insanların işidir.
Aşk celali kaldırmaz.
Adı Celal olsa da aşkta hep cemali olmalı insan.
Celal’e bakan Cemal’i görmeli.
Aşığa bakan maşuku görmeli.
 
İnsan hep bir başkası için yaşamalı.
Sevdiği için yanıp yakılmalı.
Ünlem işareti çıradır.
Çıra önce kendini yakar.
Yanmayan yakmaz.
Sevdiğinde hoş olmayan bir şey görüldüğünde ilk önce kendini düzeltmeli, kendini yakmalı.
Kendine ünlem işareti atmalı.
 
Aşk üst virgülü kaldırmaz.
Aşkta yukardan bakılmaz.
Tırnak işaretleriyle konuşulmaz.
Sözler hep kendinindir, hep kendindendir.
Başkasının sözleriyle sevgiliye seslenilmez.
Tırnak işaretleriyle konuşma artık cümlenin sonuna gelindiğinin, bu aşka üçüncü birinin girdiğinin işaretidir.
Aşka üçüncü kişi girerse ‘bu aşk burada biter’ demektir.
Üçüncü kişiden medet uman, üçüncü kişinin söylediklerine inanan aşka inanmamış demektir. Hiçbir aşkı başka bir aşk anlatmaz.
Aşkta sözler, şarkılar, şiirler kendindedir.
Başkalarının şarkıları, şiirleri, sözleri o aşkı yansıtmaz.
Onun için içinde aşk olan cümle tırnak işaretini kaldırmaz.
 
Aşk ezelden ebede tırnaklarıyla tırmanarak zirveye çıkmaktır.
Tırnak işaretinin olduğu yerde tırnak izi kalır.
Dokundukça canı acıtır.
Oysa aşk çabadır, gayrettir, emektir, ekmektir.
Ekmeğe şekil veren aşığın kalem tutan tertemiz parmaklarıdır.
 
Evlilik Bir Cümledir
Kısalığı, Uzunluğu Önemli Değildir
 
Cümlemiz (hepimiz) cümleye dâhil olmak zorunda değildir.
Cümle özne ve yüklemden oluşur, nesne olmasa da olur.
Evlilik özlem ve yüklenmekten oluşur, çocuk olmasa da olur.
 
Bazıları cümle olamaz; virgüllü yaşamayı sever, evlen(e)mez.
Evlenirse o evliliğe bir gün nokta koyacağını bilir, niyetine girmez.
 
Bazıları özlem ve yüklem doludur.
Sevdiğinin öznesi, nesnesi, yüklemi, her şeyi olur.
Sevdiğinin yükünü de, yüklemini de çeker.
Evliliklerine üç nokta koyarlar.
Sonsuz cennette de birlikte olurlar.
 
Hz. Mustafa (s.a.v.) ve Hz. Hatice (r.a.) böyleydi.
Aşk, özlem ve yüklemle dolu bir hayat yaşadılar.
Evliliklerine üç nokta koydular.
Eşini efendi, kendisini kölesi bildiler.
Böylece dünya ve cennetin efendileri oldular.
 
Ne mutlu onlara…
Ne mutlu onlar gibi yaşayanlara.
Ne mutlu sevdiğini efendi,
Kendini kölesi bilenlere.
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir