İSMAİL AYDOS
Aşk Öğretildi
Acize aşk öğretildi
Aşka değmez birisiyle
Sevmek nedir belletildi
Bir insanlık perisiyle.
Vefasıza gönül verdim
Haberi yok, pek severdim
Kendimce çok hayal kurdum
Yeryüzünün hurisiyle.
Huri çoktur, bir tek değil
Gönül ince, hiç pek değil
Kovandır bu, petek değil
Kanatlanır sürüsüyle.
Pır pır eder önümde hep
Zannederim yanımda hep
İğneciği sinemde hep
Can çeker de sızısıyla
Sinede bir gönül var ki
Öyle sesleri duyar ki
Durmaz, nasıl bir ayar ki
Arıların durusuyla
Gönül açar, göz kör olur
İçindeki köz, kor olur
Küllenir de nankör olur
Kor bir başa, yâresiyle
Su söndürür, ateş yakar
Anlamayan seyre bakar
Gönül ehli gönül yıkar
Kevser’den bir duru suyla
Kör olunca beden gözü
Görmez gayrı, duymaz sözü
Arısına verir özü
Çiçeklerin sarısıyla
Sarı çiçek güneş ister
Ne bir yaren, ne eş ister
İster yansın, pişsin ister
Halesinde haresiyle
Sunar kendin güneşine
Takılır gider peşine
Aklı gelemez başına
Dağılmış da paresiyle
Görürlermiş civarında
Gülerlermiş etrafında
Sanki onun umurunda
Yürek mahcub karesiyle
Tattım ateşini aşkın
Fanisidir, beşi aşkın
Akıl bundan bile şaşkın
Ne edecek aslisiyle.
Aslisine erdir, Mahbub,
Matlubum vardır, mahcub
İlla hub, illa, illa hub
Gel ey habib davesiyle.
_______________
19 Mayıs 2020