MEHMET TAŞTAN
Ayrılık Düşer Yola
Ölümden öte bir köy görünüyor boşlukta;
Kelimeler bir lahit içinde donmuş gibi.
Zaman melal gölüne dağılıyor kuşlukta;
Islak, yaralı bir kuş yüzüne konmuş gibi
Kelimeler bir lahit içinde donmuş gibi.
Zaman melal gölüne dağılıyor kuşlukta;
Islak, yaralı bir kuş yüzüne konmuş gibi
Ajanlar kadar suskun ve tedirgin yalnızlık,
Bir kılıç yalımında çöküyor kelimeler,
Gözlerin sır tutmaya takati yetmez ama
Sanki kalbi kadehe döküyor kelimeler.
Bir kılıç yalımında çöküyor kelimeler,
Gözlerin sır tutmaya takati yetmez ama
Sanki kalbi kadehe döküyor kelimeler.
Yaşanan her şey bir gün dönüşür kayıp kente,
Ve gerdanlık karışır nehrin takından suya
Titreşirken sularda Belkıs Harabeleri,
Hüzün, sükût içinde çözülüyor uykuya
Ve gerdanlık karışır nehrin takından suya
Titreşirken sularda Belkıs Harabeleri,
Hüzün, sükût içinde çözülüyor uykuya
İmbat uğruyor şimdi sahil şehirlerine,
Röfleli saçlarını okşuyor başakların;
Ecel gibi ince bir bahaneyle gelip de
Burçlarında eriyor iflah olmaz aşkların.
Röfleli saçlarını okşuyor başakların;
Ecel gibi ince bir bahaneyle gelip de
Burçlarında eriyor iflah olmaz aşkların.
Vazoda susuzluktan solmuş ayçiçekleri,
Son akşam yemeğinde dil döküyor havari,
Bu vedasız ayrılık dargın düşerken yola,
Günün battığı yerde kayboluyor süvari.
Son akşam yemeğinde dil döküyor havari,
Bu vedasız ayrılık dargın düşerken yola,
Günün battığı yerde kayboluyor süvari.