Pazara Düşen Sözde”
Barbar Dergisinin
Mayıs Haziran 2017
Sayısı Çıktı
Genel yayın yönetmenliğini Abdullah Enes Aydın'ın yaptığı Barbar Dergisinin Mayıs Haziran 2017 sayısı olan 22. sayısında dergi "Pazarcının Gözü Pazara Düşen Sözde" diyerek okurunu selamlamış.
Barbar dergisisin Mayıs-Haziran 2017 sayısının şairleri: Mim Kara, Erol Kaf, Emir Gündoğdu, Atakan Yavuz, Süleyman Yılmaz, H. Hüseyin Candemir, Burak Çelik, Hüseyin Dikmen, Tarık Selman, Zeki Altuntaş, M. Önder Karakaş, Mustafa Bilgin, Ali Can Fidan, Mehmed Mumcu, Mehmet Kâşifoğlu, Mehmet Burak, Mehmet Biter, Oğuz Ertürk, Necip Fazıl Akkoç, Yalçın Ülker, Yunus Keskin, Recep Yılmaz, Şener Öktem, M. Tuğrul Çolak, Feyz Kariha, Fatih Korkmaz, Emrullah Emin ile şiirleriyle Barbar’da ilk kez yer alan Betül Aksakal, Kadir Yıldız, Ogün Akdoğan, Fatih Vasconcelos ve Yuja Dab.
Kapak çizimi her sayıda olduğu gibi yine sanatçı Ahmet Demir’in imzasını taşıyor. Kapak çiziminde ise Vakayı Vakvakiye’ye yapılan atıf dikkat çekici.
Düşünce bölümünde; Mehmet Akıncı, Talha Ulukır, Murat Gökdemir ve Ebubekir Alan yer alırken, Kenan Yusuf, Emine Yıldız Er, Murat Soyuer ve Recep Boz bu sayıya öyküleriyle katkıda bulunan isimler.
Burak Çelik Pragmatizm Çıkmazında Şiir ve Hüseyin Dikmen Perakende Fiyatına Toptan Şiir başlıklı yazılarıyla şiir için güncel ve kuramsal eleştiriler yapmışlar.
Alıntı bölümünde, Theodor W. Adorno’dan Sahteliğin Çekiciliği metni yer almış.
e.e. Cummings’in şiiri Hüseyin Dikmen, Ezra Pound’un şiiri Abdullah Enes Aydın, Friedrich Hölderlin’in şiiri ise M. Ertuğrul Aydın tarafından Türkçeye çevrilmiş.
Dördüncü dönemde başlayan ve Fehmi Sünnetçi tarafından kaleme alınan Çok Hisli Çok Fikirli Ansiklopedik Yeni Din Lügatı’nda “ahlak, Aliya İzzetbegoviç, cemaat, cennetbank, dua, dünya, ibadet” kavramları farklı anlamlarıyla ele alınmış:
“Aliya İzzetbegoviç: Yedinci asırdan yirminci asra haber getiren peygamber ulağı. Müslümanların yere düşmüş izzetini ayağa kaldıran adam. Hem Doğuya hem Batıya İslam’ın dilinin ancak İslamca tekellüm edilebileceğini gösteren, başka bir dille konuşmayı reddeden kahraman. Her hakikat eri gibi onun da ışıltısı görüldü, çağrısı işitilmedi.”
Derginin her sayısında olduğu gibi bu sayısında da yine bir manifesto var. Bu sayıdaki manifesto’dan bir kesit:
“Bizi çarmıha götüren hayat şartlarından şikâyet etmekle bizi çarmıha götürenlerin hayat şartlarının üstünlüğünü kabul etmiş oluyoruz. Mahrumiyetimiz ve yaşamaktan duyduğumuz azap, alçakların hayatına karşı üstünlüğümüzdür bizim. Bu dünyada, bu dünyaya karşı tek üstünlüğümüz onların sahip olduklarına sahip olmayışımızdır. Gözümüzü dikip baktığımız, göktür. Ki sahip olunmaz, sahip olur.”