MEHMET TAŞTAN
Başaklar Erdemle Eğilir
Her insanın ay gibi karanlık bir sinesi
Henüz öğrenmediği bir hayat dersi vardır
İnsan dilinde saklı, kader dilin ucunda
Düşlerle harelenen gönül bahçesi bir de…
Hedefsiz bir gemiye hangi rüzgâr yön verir
Talih kuşu da konmaz, yatırımsız hayale
Hayat, mücadeleyle resmedilen tuvalde
Zafer, ufak adımla başlayan seferdedir
Acıyı tadanların şefkatle açar kalbi
Olgunlaşan başaklar erdemle eğilirler
Her mum, yanan bir mumun ateşiyle tutuşur
Bengisuyla yıkanır sevgiyle dirilenler
Kin ekilen tarlanın güzünde olmaz hasat
Bahar kışı tanımaz, yeşermez taş bahara
Oysa: kral ve yoksul acıkır bir iştahla
Aynı kutuya girer sonunda piyon şahla
Bilgeler ve bulutlar vermek için alırlar
Ölüm yaymaz kahraman, ölüme meydan okur
Ki onda hayat bulur öldürmeye gelenler
Kaval bile parmaklar okşayınca şad olur
Her yas da üç gün sürer, her düş, her mükemmel de
Gönül sarayı yalnız sevgi ile açılır
Otlar üç günde büyür, bir gül ahir zamanda
Kalbini bir sera yap, gül yetiştir koynunda
Susuz su aradıkça, su da susuzu arar
Sürekli düş görenin gerçekleşir rüyası
Susamadan kuyu kaz, sevgi ile silahlan
Şair, zaman kaydına bağlan artık ne olur!