HÜSEYİN KAYA
Bi Buhar
Neden ayrılıyorsun yavaşça
Var saydırdığın şeyden
Yavaş lakin tükenmek üzere
Ayrılıyor can tenden
Anne kokusunu ayıran bebeden
Sorarım ki ne kadarısın anlamın
Ve merak içindedir senle ilgili
Neyi aşırmaktasın
Bir bardak çaydaki demden
Makinelere yürü dediğinden beri
Gönül gözlerimizi belirsiz
Bir ufka alıştıran
Tembellik döl tutmaz huzurun rahminde
Oysa bir dağı tırmanan büyütülmüş çocuklar
Düşmeye cesaret edemeyecekler
Sen çiselerde şirin bir “oh”tun
Elleri ısıtan bir “hoh”
Kilon kaç çeker efeliğine soyundurma bizi
Bir rüzgârın gölgesine sığınan ürkek
Fidanlar yıkılıyor toprağa
Vatan yeşeriyor
Sen kandan payını alıp yükseldikçe göklere
Sen suyun özü
Ruhun yüzü
Gel şimdi!
Katranı ve cıvayı adam etmiş terimizi tenimize kat şimdi
Yeşilden devşirdiğini maviye bağışlayan
Emin beldelere miski amber taşıyan
Sen üşümeyi göze alan ey ab-ı hayat
Bereketi bırakıp nasıl da bir tevazuyla kaçarsın
Biz ölümü biraz da -son anda belki-
Öğrendiğimizi ebede sen yazarsın