NECATİ SARICA
Bir Kanat Bulunur mu Sizde
Cep harçlığımızla cam kırdığımız günlerde
Bazı kelimeler çok güzeldi
Ve biz mahlas kullanırdık kaçarken
Harçlığımız tükenince evimize dönerdik
Ey anneciğimiz
Temennimiz odur ki
Biz koca çocuk olduğumuzda
Gitsin de gelmesin o günler derdik
Kâh malzemesinden çalınmış bir mutluluk arar bulurduk hepimiz
Sevmek dediğimiz belki de tek ikrarımız olurdu
Belki seri katillerin tarihini okuruz
Büyüyünce belki de seri katil oluruz
İşleyiş böyle diye avunup anlayışlı bir din kurarız
Ölesiye kelimelerin gelişiyle
Sonradan daha sonra hercaiden münzeviye
Selam bırakıp kırdığımız camların şehrine
Bir taş sükûneti içinde bir kaynaşma
Bir yaralı olmak doğru okunsun diye
Elimizden düşürdüğümüz her kelime
Yanan arzularımızın dokunduğu yere
Kuru bir çeşmeden dudaklarımızı emdiğimiz olur yine
İç sesimizi bastırdığımız gece baskınlarında
Yanıp tutuştuğumuz arzularla göz tene değdiğimizce
Pardon affedersiniz
Kanadı kırık martılar için bir kanat bulunur mu sizde
Dünyaya bir cihannüma olabilir mi mesela gözlerinizde
Hani hatırlarsanız bizim ev yıkılmıştı ya
Can siperane savunduğum kardeşlerim hayaldiler belki de
Gözlerim kalmadı evim barkım da yıkılmış zaten
Şimdi ben nerelerde kışlayayım diye sorduğumda size
Annem de yok kimsem de diye
Divane zamanların kalburunda elenirken tane tane
Ah sizde düşene dur demezler mi
Sizde dil demezler mi gönüle
İmkânsızların şarkıları bitene kadar mı sürecek şimdi hayat
Duyulmaz mı oldu size son bir tebessüm sesim bile
Yoksa ben yeniden bir daha mı ölmeliyim kendi sesimde