NECATİ SARICA
Bir Şehir Yakılırsa
Arjantin anayasasına inanmazdı annem
ve kanunların kabuklarını kırardı adaletin dibek taşlarında
ölüm insanın aynasıdır
vay o zalimin elinden
Kömür deposu sığınmış bir balkonun altında
tahtadan bir balkonun altında
masamın üstünde kalmış kitaplarım ve sigaralar
baltanın ucunda çocuğun çığlığı konuşuyor kan dilinde
Bir iç çekişin bile isyan sayıldığı
sanki yüzüme savruluyor kitaplarım ve sigaralar
içtiği sigaralardan
içtiğim sigaralardan duman olmuş bir korun kuyusu gözlerimde
elleri solmuş annemin
hep bir yaraya dökülür gibi içimde biriken külleri
ve ben bu kadar yeni anlamlar buluyorum
bu yüzden kanunlara ve kitaplarına sığamıyorum
Ve ben saçlarıma rengârenk firketeler takıyorum
hareleri yakışır olsun diye sözlerime
her yakarışım saçları kırlaşmış bir şehre dökülsün
ben bir sır gibi çekilirken içime
Ses vermiyor
irticalen susuyorum ve soruyorum kendine
cam altında hep yalancı mıdır kediler
yalancı bir kediyle yansımasını bulursa insan
ve kanadığımız hayat burada akmaktadır
ister ölüm olsun
ister ayrılık şu zalimin elinden
Güllerden
leylaklardan
kan ve yaralardan
kor
kuyularından bırakıp gittiğim diyemezsin
sözlerime harelerin yakışırsa
saçlarına kırlar düşmüş bir şehir yakılırsa