Bir Yıkık Handa Buldum Seni

TAYYİB ATMACA
Bir Yıkık Handa Buldum Seni
 
Kızılırmak kenarında Kesikköprü’de
Bir yıkık handa buldum seni
Hassan Sabah’ın tekkesinden aforoz edilmişsin
Konup göçenler pek şarap içmezmiş handa
Gözlerine baka baka sarhoş olurlarmış
Kese kese altıntoplarmışsın her yanda
 
Yürüyüşün bey atından farksızmış
Dişiliğin afyondan kötü çarparmış yiğitleri
Şarapmış dudakların Firavundan kalma
Uğruna canlar akıp gitmiş Kızılırmak’a
Kendini kahkahaya vermişsin
Kervanlar Kırşehir’e varmadan
Satmışlar mallarını sana
Karşılığında onlarla gönlünü evermişsin
 
Çin’den ipek getirmişler sana
Yeşilli morlu kırmızılı
Perde kenarında seyrederlermiş seni
Bir heykel donukluğunda
Dişiliğini ahırdaki atlar çekemezmiş
Ve Endülüs’ten getirmişler “şal ve zil”
Handakiler dudaklarını çiğnermiş sen raks ederken
Öpücük gönderirlermiş sana zembil zembil
 
Kalfa kalmamış Kırşehir’de senin yüzünden
Gelen atlının atını alıp kaçmışlar yanına
Halince Hassan Sabah oluverip çıkmışsın
El pençe divan durmuş karşında toy delikanlılar
Terleyen bıyıklarını yolmuşsun
Sana baka baka atlamışlar köprüden
Kafalarında afyon olmuşsun
 
Daha sonra Hassan Sabah yırmış aforoz fermanını
Adam kalmamış yanına tekkesinde göndermedik
Kahrından afyonu bırakmış zavallı
Cariyelerini boğdurmuş şarap kuyusunda
Bir adamınla birlikte vicdanını göndermişsin yasa
O da padişahını kesmiş uykusunda
 
Kızılırmak kenarında Kesikköprü’de
Bir yıkık handa buldum seni
Koca bir köşe taşı düşmüş en üst taraftan
Taşın altında kalmış ceylan derisine yazılı hayat defterin
O zamanlar sana güç mü yetermiş bre kız
Bak şimdi bir mallbora ederin
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Rich Text Editor, comment