Bitmeyen Hikâye

HAYRETTİN TAYLAN
Bitmeyen Hikâye
 
susup ağladı
durup ağladı
ağlayıp ağladı
ağlamayı da ağlattı
bebekleştim
salıncaktan düştüm
sütten kesildim
gönlüm doymadı
ona aç, aşka aç, aç bir dünyadayım
 
yakup gibi ağladım yetmedi
ismail gibi kurban ettim kendimi yetmedi
musa gibi kızıldeniz’i aştım yetmedi
hüseyin gibi kerbela’da öldüm yetmedi
selahattin gibi kudüs’ü aldım yetmedi
fatih gibi istanbul’u fethettim yetmedi
mecnun gibi çöllere, dillere, gönüllere gitim, yetmedi
hayrettin gibi denizleri, aşkları, özleri aştım yetmedi
kendim gibi kendimi bildim, buldum, sevdim yetmedi
bu hikâyeden nasıl çekip gideceğim
 
bu dünya yarım kalanların dünyası, başka yarım kalana geç kalmayalım
uzağa gitmek değil, yürekten gitmektir asıl uzaklık
sözcüklerim, gönlüm, dilim, dermanın, içimin fermanı seni seviyor
uzağa gitmek uzaklaştırmıyor
sen gitmeden tam aksine sızdın, demirlendin içimdeki sonsuz aşka
sen gitmedin tam “aksine” içimdeki dağın çiçeğisin
sen gitmedin tam aksine içimdeki  uçurumun tutulu elisin
sen gitmeden tam aksine içimdeki tek çiçek olarak bahardın
sen gitmedin tam aksine içimdeki tek ateş olarak kordun
bu hikâyeden nasıl çekip gideceğim
 
kalbi kırılmış bir dalsın,
ben’den, aşktan, ayrılıktan kalan  meyvelerle kaldın
biliyorsun, meyveler yenilir ya da düşüp çürür
biliyorsun meyveden sonra zemheridir, üşütür
biliyorsun, aşk ve benden sonrası ölümdür
sen sonrası her elma yaralıdır, yasaklıdır
sen sonrası her peri hem nar hem hardır
sen sonrası hasret beyazıma düştü narın
sen sonrası umut buzuluma düştün harın
dizinin dibi, on sekiz bin  âlem ve aşkın harmanı
bu hikâyeden nasıl çekip gideceğim Şehrinaz
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir