Cami İsm-i Celili

MEHMET ALİ BAL
Cami İsm-i Celili
 
“El-Câmi” İsm-i Celili “İstediğini istediği yerde toplayan, mahşerde her mahlûkatı bir araya getiren, kendi emsalleriyle zıt olanları birleştiren”. demektir.
 
Kuran-ı Kerim’de birçok ayette Cami İsm-i Celilinin tecellilerine dair ayetler mevcuttur. “Allah’ım gelmesinde şüphe edilmeyen günde insanları toplayacak olan Sensin” (Al-i İmran/9) ayeti hem Tevhit hakikatinin hem de haşir hakikatinin bir arada zikredildiği bir ayettir. Allah’ın (cc) Tevhit ve kıyamet meydanında toplaması hakikatine şek ve şüphe olmadan imanı bir duada ifade etmektedir. “Sizi toplayacağı gün olan mahşer günü, o gün zarar günüdür” (Tegabun/9) ayetinde terhib (Korkutma) daha baskındır. O Mahşer günü öyle bir gündür ki “Bu gün ayrım günüdür. Sizleri ve öncekileri bir araya getirdik” ( Mürselat/38).
 
Başlangıçtan kıyamet gününe kadar bütün insanları, cinleri, tekrar diriltmeyi irade ettiklerini bir meydanda toplayıp, bir araya getirip hasenat ve seyyiat sahiplerini ayırmaya elbette Allah (cc) Kadirdir. “Onlara de ki, Rabbimiz bizi bir araya toplayacak, hepimize hakla hükmedecek. O adil hükmeden, hakkıyla biledir “ (Sebe/26). Evet, bu bir araya getirme adil ve hakkaniyetli bir “Mahkeme-i Kübra’nın” neticesinde bütün akıl ve şuur sahiplerinin şahitliğinde hüküm verilmesine matuftur. İnsan aklının bu toplanmayı idrak edememesi hatta bu konuda Peygamberimiz (asm) döneminde elinde kemik dolaşarak “Bu çürümüş kemikleri Allah nasıl bir araya getirecek? Kim diriltecek” diyen azılı müşrik (Übeyy) ve benzerlerinin inkârlarını cerh eder ve bu cem etme meselesini insanın varlığına indirgenmiş haliyle anlatır: “İnsanlar kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı düşünür? Bizim onların parmak uçlarına kadar aynen öncesine çevirme gücümüz vardır” (Kıyame/3, 4).
 
Yasin Suresindeki ayet de “Diriltme meselesini çözer”. “Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki: “Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?/ De ki: “Onları ilk defa var eden diriltecektir. O, her yaratılmışı hakkıyla bilendir.” (Yasin/78, 79) O Allah ki (cc) başlangıçta da insanı yaratırken birçok unsuru bir araya getirmiş ve can vermiştir. Cami İsm-i Celili ile Kadir ve Hayy İsimlerinin tecellileri bir arada zikredilmektedir. Sonra hikmet ve ulvi maksatlarını gizlediği “Allah dilemiş olsaydı, insanları hidayetle toplayarak, birleştirirdi. Sen sakın cahillerden olma” (Enam/35) ayetindeki ikazı okuruz. Hâlbuki bu dünya bir hikmet ve imtihan dünyasıdır.
 
Her varlık manasını ifade edinceye kadar “Bi iznillah” yaşayacaktır. Sonrasında meydan-ı haşir açılacak ve “Ey mücrimler ayrılın” denilecektir: “(Müminler bir araya toplanıp Cennete götürülürken Allah mücrimlere şöyle buyurur) ey mücrimler (Suçlular) bugün müminlerden ayrılın” (Yasin/ Yasin/59). Bu ayeti kerime ile “Cem etmenin, bir araya getirmenin” bir başka boyutu vurgulanmaktadır. Allah (cc) bazı hikmetlerine, ilmine, rahmetine, hidayetine binaen bazen müminleri bir araya toplayıp Cennetine göndereceğine bazen de kâfir ve fasıkları, zalim ve münafıkları Cehenneminde toplayacağına dair vaatlerde bulunmaktadır. Ve Allah’ın (cc) vaadi haktır. O vaadinin hilafına tasarrufta bulunmaz.
 
Cami İsm-i Celili diğer Esma-ül Hüsna açısından bir temerküz ettirici bir kudret-i mukaddestir. Ulûhiyet Hakikatinin iktizası bütün esmayı bu hakikat etrafında toplar, cem eder, birleştirir. Cami İsm-i Celili Tevhit Hakikatini tebarüz ettiren isimlerden biridir. Zira Esma-ül Hüsna’dan –Farzı muhal- biri eksik olsaydı, Ulûhiyet Hakikati tam anlamıyla tahakkuk etmezdi. Allah (cc) Cami İsm-i tecellisiyle bütün isimlerini kendi ilminde gizli bir İlahi Maksat ile birleştirir. Yine diğer bazı isimlerde temas ettiğimiz gibi Cami İsm-i Celili her bir ismin yardımcı sıfatı olabilir. Mesela Allah (cc) hikmetle cem eder, kudretiyle cem eder, ilmiyle cem eder, merhametiyle cem eder ve hakeza. Din ilimlerinde kesret değil vahdet, tefrik değil cem esastır, şirk değil tevhit asıl maksattır.
 
Allah’ın (cc) bizim için ihata edilemeyecek kadar geniş mülkünde kesret, tefrik, düzensizlik ve şirk emaresi bulunamaz. Hatta düzensiz gibi görünenler için bile dikkatle bakıldığında bunların son derece yüksek bir hikmet, ilim ve kudretle bir araya getirildiğini anlarız. Cami olan Allah’a (cc) hamd ve Onu (cc) tespih ederiz.
 
Allah (cc) ilk hayatımız için varlığımızın bizce sayılması mümkün olmayan parçalarını bir araya getirdiği gibi bizim yaşamamıza müsait şartların da sayısız unsurlarını bir araya getirmiştir. İkinci yaratışı da –Doğrusunu Allah (cc) bilir- Allah (cc) buna benzer bir şekilde yapacaktır. O evrenin sonsuzluklarında dağılmış bütün unsurları bir araya getirmeye muktedirdir. Bu öyle bir araya getirmedir ki, dilimize tat alma özelliğini verdiği gibi tat alacağı türlü meyveleri de yaratmıştır. Nitekim hayat birçok unsurun cem edilmesi, bir maksat merkezinde örgülenmesidir. Bu örgülenmeyi özellikle canlılar dünyasındaki rızık zincirinde görürüz. Mikail (as) bu İlahi tasarrufun vazifeli meleğidir. Keza ölümler de görünüşte dağılma gibi görünüyorsa da aslında bir İlahi Maksada matuf toplamadır.
 
Son derece esaslı bir temyiz ve hikmetli bir kudret ile cem edilmektedir hayat sahipleri. Cami İsm-i Celilinin tecellisiyle bütün evren adeta bir hanenin bahçesi gibi bir araya getirilmiştir. Zamanımızın Müslümanları içinde bütün evreni bırakalım sadece yaşadığımız dünyayı bir hanenin bahçesi gibi idrak edebilen kaç kişi çıkar. Hâlbuki bu ortak yaşam havzası bilim adamları tarafından her geçen gün daha sarih bir şekilde gözlemlenmekte, tebarüz etmektedir. Yarının dünyasının salih müminleri Cami İsminin tecellisini idrak edebilenler olacaktır kuşkusuz.
 
Allah (cc) Cami İsminin tecellisiyle ilk peygamberden itibaren insanları müminler ve inanmayanları şeklinde iki ayrı vadide cüzi iradelerine göre sevk etmekte, cem etmektedir. Başta Peygamberleri (as) olmak üzere seçkin inanmış kullarında hasenatı ve başta azgın firavunlar olmak üzere inanmayanlarda da yine onların cüzi iradeleri tercihiyle seyyiatı cem etmiştir. Bu iki büyük sel nihai safhada önce kıyamet günü ve mahşer meydanına bir arada (Birbirine karışmış biçimde) dökülecek sonra orada yine temyiz ve tefrik edilecek, hiçbir unsur ve ecza diğerine karışmadan layık oldukları Cennete ve Cehenneme döküleceklerdir. Amenna ve saddakna!
 
“Ey Cami İsm-i Celilinin sahibi olan Allah’ım! Bugün hanelerinin içinden devletlerinin arasındaki münasebetlere kadar her şeyiyle paramparça olmuş İslam Dünyasının hali senin ilminde, senin görmende, senin işitmende, hakeza diğer fail isimlerinin tecellilerinde Sana açıktır. Şarkı ve İslam dünyasını yıkan tefrika derdi elbette ki sana ayandır. Adeta Senin vahidiyet hakikatinden kesrete düşmüş Müslümanların ictimai ve ferdi hayatları da paramparçadır, acınacak haldedir. İslam hakikati göğüslerimizden amellerimize, ruhumuzdan dilimize kadar Cami İsminin iktizası ve hidayeti sayılabilecek tenasüpten mahrumdur. İslam memleketleri Cami İsm-i Celilinin tezahürü nizamdan, huzurdan, sulhtan, adaletten, hakkaniyetten uzaktır. Biliyorsun. Görüyorsun. Her bir hadisenin en gizli yönleri Sana açık ve her mazlum kalbinin fısıltıları Sana vasıl ve her zalimin zulmü Sana ayandır.
 
Allah’ım, Cami İsm-i Celilini vesile kılarak Sana yalvarıyoruz: Tevhit hakikatini kalplerimizde cem et! İslam’ın altın esaslarını akide ve amellerimizde cem eyle. Kesrette boğulmuş aklımızı, kalbimizi ve ruhumuzu tevhide erişen yollarda cem eyle. Bizim akide ve amellerimizi Tevhide uygun kıl. Sözlerimiz ile amellerimizi Cami İsminin tecellisiyle bir araya getir. Bizi samimi ve ihlaslı kıl.
 
Ey Cami Olan Allah’ım! Paramparça olmuş İslam dünyasının içinden tefrikayı def eyle, kalpleri cem eyle. İslam memleketlerinin terakkisine ve inşasına lüzumlu şartları cem eyle. Zalim, fasık, baği, taği, müşrik ve münafıkları bir yanda, samimi ve tevhit çizgisinde inananları da bir diğer bir yanda yani bir hayır ve sulh vadisinde cem eyle. Allah’ım kalplerimizi bir araya getir. Ruh ve akıllarımızı bir araya getir.
 
Nihai Kıyamet gününde bütün münafık, müşrik, azgın ve isyan etmiş güruhu bir araya getirdiğin gibi bizleri bu saydığımız azgın güruhtan uzakta bir araya getir. Samimi inanmış ve salih amel sahipleriyle birlikte cem eyle, haşreyle. Bu dünyada bağlandığımız tevhit hakikati ile Ahirette perdesiz göstereceğin ve hissettireceğin tevhit hakikatini cem etmişçesine bize tattır Allah’ım! Âmin.
 
 
ROTAP- banner-

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir