MÜŞTEHİR KARAKAYA Kar Suyu I günahlarım ağzımda tadımlık cehennem seni görünce, öpünce sakladığım her yerimi kar iniyor ince ince karbeyaz yoğuruyorum cennetimi ağlayan gök kazanıdır beyaz her harfime bir damla, her kelimeme nimet şu şekilsiz …
Devamı...Müştehir Karakaya
Gece Ötüşlü Bir Kadının Çantasından Çıkardığıdır
MÜŞTEHİR KARAKAYA Gece Ötüşlü Bir Kadının Çantasından Çıkardığıdır -allegro- gevşe ve gülümse ipin ucu bendedir sıfır beşe kadar belleğimdeki dua bir’deki ikiyi görür, ikilikteki ben’i bir yağmurla ıslanmak hayalimden uzaktı bende’dir duanın kokusunda erguvan …
Devamı...Ten Kapısı
MÜŞTEHİR KARAKAYA Ten Kapısı bahar kilitlerini açan ortanca çiçeği yıkadı nefesimi mordan içgiysilerle kaküllerini simsiyah bir ip yapıp yağmurleyin yolunu şaşırmış şaşkın bir roman kahramanı gibi beni sildi ellerinin tersiyle beni şapşal beni kudurgan beni …
Devamı...Dil Kapısı
MÜŞTEHİR KARAKAYA Dil Kapısı -a dedim- ıslak ve kaygan bir zemindir dil kaydırarak söyletir söyleyeceğini yürek işidir dilleşmek ezop masallarından çıkmış gibi hem acı hem tatlıdır yüksünmeden diyebilmek içindekini yalamak en ince fikri …
Devamı...Korku Kapısı
MÜŞTEHİR KARAKAYA Korku Kapısı korkak bir adamım arenada kırmızıya çalanı bilirim ama iri yağmur damlalarını kapıları çalan bir bir sarsılmanın tam ortasında kıyısında şu kenar mahallenin nisanları da bilirim mesela hem on hem altı …
Devamı...Yağmur Kapısı
MÜŞTEHİR KARAKAYA Yağmur Kapısı yağmurun da elleri vardır hazin okşamaların kalbinde sıcak bir kumsalı düşlüyor meltem yalnızlığı kotarılmış ıssız bir adanın serseri uşağı kör olmuşsam ha nisan ha yağmur bir baş sızısı gibi gelip geçen …
Devamı...Rüya Kapısı
MÜŞTEHİR KARAKAYA Rüya Kapısı bir rüyada bir ağaç çiçek açtı sevinçten dalından sayısız yıldız düştü bir tabloda sarı renk gülüp durdu siyaha derin bir göz ve al bir yanak değiştirdim dişimi öptüğüm bir …
Devamı...Ölüm Kapısı
MÜŞTEHİR KARAKAYA Ölüm Kapısı bir taşın bir taşa ne dediğini duymasam ölürüm çakır gözler kadar bakışın büyülü atlası güneşin doğuşu kadar tenha ayrılışın ipini koparan kuyu sensizim içimde ölen her yara buluttur öznesi tarumar …
Devamı...Ela Gözler İçin Üç Boyutlu Şiir
MÜŞTEHİR KARAKAYA Ela Gözler İçin Üç Boyutlu Şiir yorgun düşmüş kimsesizliğin ela sır ve sim boyutuyla bir nadas yaşım kemale erdiğinde yolkesen boğazının en dibinde bir şehr-i tenakuzdur gözlerin suları içtiği demde kapkara gözlerin baktığı …
Devamı...Bizim Öyle Kirli Ellerimiz Yoktu
MÜŞTEHİR KARAKAYA Bizim Öyle Kirli Ellerimiz Yoktu bizim öyle güneşe çalan bir yanımız yoktu beyaz bir ata binip gitmişti yaz içimizde lavlara batmış bir ordu gözümüzden ise damlayan suydu serin bir ırmaktı yıkandığımız derdimiz çok …
Devamı...