Sedat Kısa

Kum Uyur Gerilir Fırtına

SEDAT KISA Kum Uyur Gerilir Fırtına   Dur bakalım kaç kişiydik Caner, Sıtkı ve ben hepsi Yusuf”un Lili’si vardı Bir de Ayhan Doktorun sevgilisi Kanda kadın, kında şiir Oyunda Rıza Hileden sayılmazdı  Ruhsatsız silah gibi Taşırdık …

Devamı...

Kuşkulu Ağaç

SEDAT KISA Kuşkulu Ağaç   ben ali’ye benzerdim o vakitler bakırı kavlamış sahan gibi sarıya çalardı saçları bir kaşık yağa kırık iki rafadan çocuk o bende ayan beyan ben onda sır gibi dururdum dayak yemişliğim bile …

Devamı...

Ayrılığı Aşk Tasarlar

SEDAT KISA Ayrılığı Aşk Tasarlar   rüzgâra fısıltıyla okunur divan sen beni hala kendine ipucu san gürleyen ıslık gibiyim boşlukta şiir söyledikçe kaçınıyor anlam   iyileş be yara artık iyileş veda et sevdiğin tuza    aşktan …

Devamı...

Boşluk

SEDAT KISA Boşluk   iltihap iyileşmekle kandırır yarayı akmayınca kısalır ırmak bir şarkı söylene söylene sevilir imalı hangi yanağınız horon bilir öpülünce anlaşılır ancak   kaybedinceye kadar sevdim her kadını gökyüzü üzerimde tülden bir branda bu …

Devamı...

Meğer Kül

SEDAT KISA Meğer Kül   unuttum burcumu bir kangurunun karnında şişman, ingiliz aksanı bir de adam yanında   kısmadım gözlerimi baktım güneşe titretmedim kuyruğu jiletli bir uçurtma gibi kızılay’da   bir kar tanesi eridi yanağımda iki …

Devamı...

Dili Geçmiş Zaman

SEDAT KISA Dili Geçmiş Zaman   buğulu üzüm gibi ağır gelirdik hevengimize suyu emen tuz öpüldükçe genleşen dudaklar bizi yetim çocuklar gibi ardında bırakarak uzaklaştı çıngıraklar   anlaşılır haldi gecenin siyahı biz söyleştikçe unuturduk gün ağarmadan …

Devamı...