CANER KUT
Deniz Kanunu |ÖYKÜ|
Denizin üzerinde seken taşlar görsel bir parçalanma sebebiyle gözlerimizdeki resimleri kaçırıyor. Dağınık bakışlarımız taşların anlık görüntülerini aralarında paylaşarak ancak paylarına düşene odaklanabiliyorlar.
Deniz ise bütünü yakalıyor. Sonra güneş çekilip geri kalan vaktin ilk esintisi dolunca gökyüzüne, görüntüler tersten akmaya başlıyor. Denizin yüzüne dağılan tecrübeleri, dağınık bakışları ince hesaplamalarla tekrar birleştirmek için yeniden seke seke kıyıya dönüyorlar. Oluşan şekil denizin yüzünü kaplıyor. Denizin kanununu ihtiyar bir balıkçının yüzünden okuyoruz. Biz kıyıdakiler ellerimizi çırparak.
Ellerimin İçinde Güneşler Açıyor
Ellerimin içinde güneşler açıyor.
Yüzümdeki kırışıkları onlarla besliyorum. Derim ise yaralardan açılmış durumda. Yarıklardan içeri sokuluyor bir çocuk. Benden gerçekleri istiyor; tecrübelerimi sıralıyorum, hayallerini açıyor bana. Sessiz bir filmin kareleri gibi tutunamayıp düşüyorlar bir bir. Belirsiz. Sesler değil kelimeler uçuşuyor havada. Çocuk ellerimi yerinden söküp ateşe atıyor. Acılarımı çoğaltıyor. Çıldırmamak elde olmayınca acı da duyamıyorum. Ses de.
Aşırı ve sessiz bir alana açılıyoruz. Ateş ışığa güç veriyor bedenimi kaplıyor. Erimiş madenler ayaklarımın altından akıyor. Sonra her biri ayrı bir yol açarak uzaklaşıyorlar. Gözlerim Meryem’in… Meryem dediğime bakmayın; asıl adı Marina’dır. Bir Bulgar kızı. Bana karşı mesafeli olsa da kendisine âşık olduğumu söylememden müthiş keyif alan biridir. İkonalara tutkundur; ama onları kırıp içindeki tevhide ulaşacağımı bilir ve bekler. Aşk birliğin en büyük delilidir… İşte gözlerim bu Meryem'in buğulu bakışlarına takılıyor. Bulutsu bir gölgelik buluyorum orada. Altındaki çekirdeğe ulaşıyorum. Korkunç bir ateş sarıyor etrafımı. Sadece ışık dayanabiliyor buna. Herkes gibi yalnızca ışığa bürünüyorum. Ellerimle örtüyorum mahremiyetimi. Yüreklice savunuyorum benliğimi.
Uyanıyorum ellerimin içindeki derin çizgileri hayretime karşılıklar bulmuş halde görüyorum. Her biri kaderimin işlendiği derin yarıklara açılıyor zira. Oradan parlıyor gözlerimdeki ışık her sabah yeniden.