Hece Taşları Dergisinin 44. Sayısı

Hece Şiirleriyle
Dolu Dolu
 
Hece Taşları
Dergisinin
44. Sayısı Çıktı
 
Tayyib Atmaca’nın Genel Yayın Yönetmenliğindeki yine hece şiirleriyle dolu dolu olan Hece Taşları dergisinin 44. sayısı çıktı.
 
Bu sayıda şiirleriyle, yazılarıyla yer alan isimler:
 
Cumali Ünaldı Hasannebioğlu, Mustafa Ökkeş Evren, Ahmet Süreyya Durna, Âşık Muhsinoğlu, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu, Ali Daşkın, Metin Mert, Ali Rıza Nevruz, Halil Bozdoğanoğlu, Hasan Nalçacı, Mehmet Rayman, İbrahim Eryiğit, İlker Gülbahar, Nuri Peksöz, Mevlüt Yavuz, Musa Göçer, Süleyman Pekin, İsmail Özmel, Taner Karataş (Mîzânî), Ömer Kaplan Kozanoğlu, Ali Kemal Mutlu, Ahmet Yalçınkaya, Elvin Mütalipoğlu, Songül Özel, Tayyib Atmaca, Metin Özarslan.
 
“Hece Taşları” dergisinin 44. sayısında yer alan Tayyib Atmaca’nın “Tebessümler Buzdan Yapma Bir Çiçek” yazısını ve Cumali Ünaldı Hasannebioğlu’nun “Şi’r’in” şiirini tadımlık olarak alıntıladık, aşağıda okuyabilirsiniz.
 
TAYYİB ATMACA
Tebessümler Buzdan Yapma Bir Çiçek
 
Geriye baktıkça korkum büyüyor, her gün biraz daha azalıyoruz, bizde mi bir hal var âlem mi böyle, her gece gam yüklü kervanlar gelir, enine boyuna uzar geceler, saatlerin zembereği bozulur, efkâr gelir soframıza oturur, hatıralar uzaklardan el sallar, gözlerimiz bulutlanır durmadan, türkülerle dudağımız dağlanır, yutkunmak isteriz dilimiz kurur, ağlamak isteriz gözümüz uyur, acıktıkça yeriz ciğerimizi.
 
Herkesin işi çok gün az geliyor, evler arasında yüce dağlar var, konu komşu var mı yok mu bellisiz, hısım akrabaysa sizlere ömür, aramızdan ayrılalı çok oldu, çoluk çocuk büyüdükçe dert artar, kim derde şükreder kim derdi tartar, kim kusur ararken kim kusur
örter, herkesin evinde her bir şeyi var, herkes yorgun argın döner evine, ne kapıda selam aleykümselam, ağızlarsa akrep yılan yuvası.
 
Gün nerde doğuyor nerde batıyor, başlar göğe değmek için yekinir, avuçlardan asumana kuş uçmaz, endam aynasına bakan kalmadı, iki sirke küpü herkesin yüzü, camdan bakıp geçer insan insana, tebessümler buzdan yapma bir çiçek, lafla peynir gemileri yol alır, özgüvenin mayasını bozdular, birbirinden farklı yönler yöntemler, herkes kendi mağarasına çekildi, birbirine yetmez kimsenin sesi.
 
Kendimizden öte göç göç başladı, kimi iç evine kimi dağlara, tehcire zorlanır kalana af yık, hani dünya oyun ile oynaştı, hani herkes birbiriyle paydaştı, çağlar değişse Firavun Karun, aynı kaptan yerler kavga bilmezler, sana ne oluyor insan kardeşim, herkes her gün birbirinin etini, yiye yiye nefsi dizine iner, okyanuslar her gün dev dalgalarla, kıyılarımızı yerle bir eder, bizse bize saldırırız bizlerle.
 
CUMALİ ÜNALDI HASANNEBİOĞLU
Şi’r’in
 
Dahi hürmet ederiz hürmet Allah’a deriz
Şevk ile yol gideriz hasret Allah’a deriz
 
Aşk elinden nicesi ipini atar gezer
Kalbimiz dahi bağlı kesret Allah’a deriz
 
Göz görmezdi el ermez ayak yolda yürümez
Anın içün kalb ile nusret Allah’a deriz
 
Ağlayı ağlayı gez yeryüzü toprağını
Hakk’tan başkası var mı, niyet Allah’a deriz
 
Bir nefesin bedeli bir çiçeğin kefeni
Ya bunca lütfa biz de minnet Allah’a deriz
 
Bir tozca hükmün yoktur şu dünya bazarında
Var Cumali “Hû !” de coş rüyet Allah’a deriz
 
Fethiye 06 Eylül 2018, 12:00-13:00
 
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir